Bir önceki yazımın başlığı “Son viraj da atışa devam, eğer atacak barut kalmışsa” idi. 
Yaklaşık bir iki aydır, tüm ülkede olduğu gibi Eskişehir’de tüm adaylar tüm güçleri ile seçmen avında!.. Açıkçası “boşa doluya” durmaksızın atıp-tutmadalar, Tüm adaylar dedim, öyle 3-5 değil. Seçime girmek hakkına sahip tüm partiler , büyük-küçük demeden hemen tüm ilçelerde adaylarıyla yarışa girmiş bulunuyorlar. Hedef belli; 
-Önce büyükşehir, sonra ilçe başkanlıkları ve belediye meclis üyelikleri…
Doğaldır ki hemen hepsi “kazanacağız” demekte. Unutmadan, bunların arasında bir de “Bağımsız” büyükşehir adayımız var. Niye var, demeyiniz. Hakkıdır ama onca parti ve aday arasında;
-Kaybolup gideceği belli iken!..

Türlü çeşitli vaatlerle…

Evet, “atacak barutları kalmışsa” demiştik ya; 
-Kalmış, varmış daha…
Son bir-iki haftaya girildiğinde gördük bunu da. Bilbordlar, raketler, yapıların uygun yerlerinden sallandırılmış devasa posterler, “Eskişehir’e bir ben yakışırım” pozuyla gazetelerimizdeki tam sayfa ilanlar, televizyonlardaki son programlar ve ilah!.. 
Önce karalamalarla başladı propaganda çalışmaları. Eskişehir’in “yaşanabilir modern kentten” başlamaları gerekiyordu elbet; 
-Kötü su, çöp-çamur. Olmadı heykel, opera çalgı-çengi!..
geldi sıra!
Elbet de bunları nasıl çözecekleri?  İşte burada sıra geldi “kurusıkı” salmalara! Hani bu gibi durumlarda deriz ya;
-Atma arkadaş, din kardeşiyiz!.. 
Gerçekte sıraladıkları sorunlara ilişkin bir çözüm önerisi de yok. Örneğin, yılların sorunu “çevre yolu”, ya da yeni tanımlamasıyla “çevre kuşak yolları” sorunu hakkında… Ne diyor AKP’nin milletvekili sıfatlı adayı Hatipoğlu; 
-Hükümetimiz, Cumhurbaşkanımız yapa(cak)tır!.. 
Hay Allah!.. Sen niye tekrarlıyorsun kardeş? Bizzat o hükümetlerin bakanları, başbakanları,  bu kente her uğrayışlarında vaad etmiyorlar mıydı?
-Yapılacaktır, yapacağız inşallah! 
Yine CHP’nin adayı Ayşe Ünlüce noktayı koydu aynı soruna;
“- Evet bu yolların yapımı devletin (Karayolları’nın) görevidir. Ama yine yapılmıyorsa, Büyükşehir Belediyesi olarak biz yapacağız.”

1(bir) kilo et, 2 ekmek!.. 

Bugün şöyle kısa bir tur yaptım Köprübaşında. Bilboardlar, raketler adayların fotoları ve mesajlarıyla dolu!. Hani hoşuma giden de yok değil bir tanesinde “gönüller yapma geldim” diyordu. Eh, inşallah!. 
Bir başka partinin adayınki “nazikçe” bir uyarı içeriyordu;
-Bu düzene (nezaketle) başkaldırıyoruz!.. 
***
Gelelim AKP adayı sayın Hatipoğlu’nun vaatlerine; Birinde şöyle yazıyordu; 
-Su faturalarınızın yüzde 40’ı benden!.. 
Dikkatinizi çekmiştir. “Suda şu kadar indirim” demiyor. Faturanın yarıya yakınını ödeme vaadi… 
Ama ayni partinin bir ilçe başkan adayı ölçüyü iyice kaçırmış durumda “suda yüzde 70 indirim” derken kendisini; 
-5 yıl öncesinden Büyükşehir Başkanı ilan etmiş gibiydi!.. 
Ama esas “paket” açıklayan yine muhterem Nebi Hatipoğlu olacaktı.. Paketin adı; (Sosyal) Yardım Paketi!..  Kimin için bu paket derseniz;
-Son günlerin popüler topluluğu (benim gibi!) Emekliler için!.. 
Neler yok ki pakette; Önce her ay keş para tam 3 bin TL!.. 
Sonra, yine emekli ve (ihtiyaç sahiplerine) yine keş; 
-750 TL et desteği!.. 
Devam ediyor; ayda 4 damacana Kalabak Suyu. Bu da 70 TL eder ve de her gün 2 ekmek… Ekstradan, (sıcak bir yuva için!) her ay 20 metreküp doğalgaz desteği…
Yaşadık, emekliler ve “ihtiyaç sahibi” Eskişehirliler olarak!.. Hani ne derdik bir zamanlar;
-Yeme de yanında yat!.. 
Zaten yemiyoruz, zaten yanında yatamıyoruz da;
-Bu denli, insanların onuruyla uğraşmasaydı!... 

Bir de mal bildirimlerini…

“Açıklasalardı” diyerek tamamlayalım ara başlığı!..
Öyle ya Ankara’nın başkanı Mansur Yavaş “bela etti” etti başkan adaylarını başına bu derdi. Birazı isteyerek ya da mecburiyetten açıklamaya başladılar. Bunlardan biri var ki, Mansur Yavaş’ın rakibi Turgut Altınok. “Ikına sıkına” açıkladı sonunda. 
Adayın mal varlığı listesi; tarlaların, büyüklü-küçüklü arsaların hanların, apartmanların ve de (açıklanan kadarıyla) çeşitli şehirlerdeki dairelerin, akaryakıt istasyonlarının sıralandığı…
-İnan olsun bir A/4 sayfasını geçiyor!.. 
*** 
Açıkçası bizimkilerden de bekledim “mal bildirimlerini” açıklamasını, ses vermediler!.. 
Ayşe Hanım’ın varlığı, az çok tahmin ediliyor. Sosyal ve kariyer durumları bilindiğinden muhtemelen;
-Birkaç lüks sayılabilecek daire, babadan atadan kalma tarla-tokat, At-araba gibi!.. 
Varsa fazlası “O’nun” olsun!.. 
Ya Nebi Hatipoğlu’nun ki? Eskişehirliler az çok biliyor hemşehrilerinin varlık durumunu. Zaten, eski Partisinin Genel Başkanı Meral Hanım (sanki bilmiyormuş gibi) açıklamıştı;
“-Arkadaş çok zengin, varlıklı biriymiş!”
*** 
Hani deriz ki, keşke açıklasalardı da;
-Bizim yazı da bu kadar uzamasaydı!..