Belediye Başkanları, Belediye Meclis üyeleri ve mahalle muhtarlarını özetle yerel yöneticileri bu pazar günü oylarımızla belirleyeceğiz.

Gelinen noktada demokrasinin gereği olan “gizli oy-açık sayım” ilkesi çerçevesinde ve seçim güvenliğinin sağlandığı bir seçim geçirilmesi ise vatandaş olarak temel isteğimiz.

Yaklaşık üç aydan bu yana devam eden seçim kampanyası ile ilgili not edilecek çok fazla başlık var.

Öncelikle belirtmek gerekli kampanya iktidar ve muhalefet partilerinin adayları bakımından hiçbir şekilde ‘eşitlikçi’ bir ortamda sürdürülmedi.

Başta Cumhurbaşkanı ve Bakanlar olmak üzere devletin tüm kadroları Cumhur ittifakının adaylarının çalışmaları için seferber edildi.

Diğer yandan medya gücünü elinde bulunduran iktidar kanadı ‘algı yönetiminde’ büyük bir üstünlük sağladı.

Yine her seçim öncesinde olduğu gibi “Kirli propaganda” yöntemleri bu kez de en etkili şekilde kullanıldı.

Adaylarla ve seçimle hiç ilgisi olmayan ve yıllar önce CHP il binasının alımı ile ilgili çekilen para sayma görüntüleri ekranlarda saatlerce gösterildi.

CHP ile DEM parti arasında imzalanmış gibi gösterilen ve ‘tamamıyla gerçek dışı olan’ iş birliği protokolü yaygın şekilde basına servis edildi.

Özetle kirli propaganda, “Kirli rekabet” ortamını yarattı.

Diğer yandan yerel seçimin ana konularından biri haline gelen açlık sınırının altındaki maaşla geçinebilmek için mücadele eden emeklilere yönelik vaatler Belediye Başkanlarının projeleri arasında ‘öncelikli’ hale geldi.

Belediyeler yaşanan derin yoksulluk nedeniyle kanunla kendilerine verilen görevlerin önemli bir kısmını yapamaz hale getirildi ve iktidar tarafında bu durumun ‘değiştirilmesi’ yönünde bir gelişme ne yazık ki görülmüyor.

Son yıllarda uygulanan politikaların sonucu olarak belediyeler vatandaşa yaşadığı yerdeki alt yapı, üst yapı başta olmak üzere kültür, sanat, spor gibi pek çok alanda hizmet vermek yerine neredeyse tüm kaynaklarını “Sosyal yardım amaçlı” kullanmak durumunda kalıyor.

Ülkeyi yönetenler ücret artışı sağlayarak koşullarını biraz olsun iyileştirmek yerine “Promosyon ödemesi” oyalaması ile milyonlarca emeklinin beklentisini boşa çıkardı.

Karnını doyuramayan saatlerce ucuz et, ucuz ekmek kuyruklarında beklemek zorunda kalan emeklilere adeta dalga geçercesine tren, uçak biletinde, sinema ve tiyatrolarda özel indirimler ve kampanyalar yapılacağı açıklandı. Cumhurbaşkanı “Emekliye ne verirsek verelim, dipsiz kuyu misali kaybolup gidiyor” yönündeki açıklaması ile emeklilere maaş artışı yerine ‘açlıkla mücadele’ vaat ediyor.

Yokluk, yoksulluk ve işsizliğe çözüm üretmesi gereken merkezi yönetim anayasal sorumluluğu olan ‘sosyal devlet’ olmanın gereğini yapmadığı için belediye hizmetleri ‘Sosyal yardım belediyeciliğine’ dönüşmüş durumda.

Belediye hizmetleriyle ilgili son yıllarda ortaya çıkan tablo bir yanda Eskişehir’deki kampanya dönemine ilişkin notları da paylaşmakta yarar var.

Kentimizdeki iktidar partisinin adayları diğer illerdekilere benzer örnekler sergiledi.

AKP Büyükşehir Belediye Başkan adayı tarafından CHP’nin adayı Ayşe Ünlüce’ye yönelik “Kirli propaganda” uygulamaları yapıldı ve hiçbir şekilde kabul edilmesi mümkün olmayan ifadeler kullanıldı.

Aynı aday yandaş medyanın kanallarında defalarca yer alarak CHP’nin adaylarıyla ilgili haksız ithamlarını sürdürdü.

Her fırsatta dine sarılan iktidar partisinin mensupları en büyük günahlardan olan ‘iftira içerikli haber yaymak’ ve ‘yalan söylemek’ konusunda ise sınır tanımadı.

Diğer yandan gerçek dışı vaatler havada uçuştu.

Örneğin kentsel dönüşüm kapsamında “Bir evi olana, bir evi daha olacağı” vaat edildi.

İstanbul örneğinin benzeri şekilde iktidar partisinin Bakanları kenti hiç boş bırakmayarak mevcut belediyeleri sürekli eleştiri yağmuruna tuttular.

Adaylar tarafından kamu kurumları propaganda mekanları olarak kullanıldı, Şehir Hastanesi, Üniversiteler iktidar partisinin adaylarının seçim meydanı haline getirildi.

Yine kentimizdeki çok önemli sorunlardan biri olan TOKİ mağdurlarının yaşadığı zorlukların çözümü ise ne yazık ki seçim sonrasına bırakıldı.

Kampanya döneminin sonunda pazar günü seçmen tercihini ortaya koyacak.

Eskişehir seçmeni gerçek dışı vaatler, karalamalar ve yalanlara karşı ‘kentine’ ‘kent kimliğine’ sahip çıkmanın en güzel örneğini verecek.