11 Eylül 2001, dünya tarihine trajedi, şaşkınlık ve değişimin simgesi olarak kazındı. Bu tarihte, Amerika Birleşik Devletleri'nin New York şehrinde bulunan Dünya Ticaret Merkezi'ne (WTC) iki uçakla gerçekleştirilen terör saldırısı, yaklaşık 3.000 insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Aynı gün, Pentagon'a da bir başka uçakla saldırı düzenlendi. Saldırıları El Kaide terör örgütü üstlendi.
Bu trajik olay, küresel siyasetin yönünü derinden etkileyerek 21. yüzyılın ilk yıllarını şekillendirdi. Saldırılar sonrası ABD, "Teröre Karşı Savaş" adını verdiği askeri harekatlarına başladı. Afganistan'da Taliban'ı hedef alan operasyonlar düzenlendi ve bu, uzun yıllar sürecek bir işgalin başlangıcı oldu.
11 Eylül, sadece bir terör saldırısı olarak kalmadı; aynı zamanda uluslararası ilişkilerde, havacılık güvenliği politikalarında, göçmen politikalarında ve ulusal güvenlik yaklaşımlarında radikal değişikliklere yol açtı. ABD'de "Vatanseverlik Yasası" gibi tartışmalı yasalar kabul edildi ve bu yasalar, bireysel özgürlükler ile devletin güvenlik ihtiyaçları arasındaki dengeyi sorgulatan bir tartışma başlattı.
Ancak 11 Eylül'ün getirdiği değişiklikler sadece siyasi ve stratejik düzeyde kalmadı. Bu olay, küresel toplumda birçok insanın dünya görüşünü, inançlarını ve değerlerini etkiledi. İslamofobi ve yabancı düşmanlığı, özellikle Batı ülkelerinde artış gösterdi. Müslüman topluluklar üzerindeki genelleştirilmiş suçlamalar, birçok birey için sosyal ve psikolojik zorluklara yol açtı.