Osmanlı İmparatorluğu da bu savaşa sürüklenmiş ve sonunda imparatorluk çökmüş, toprakları parçalanmış ve ana yurt düşman işgali altında kalmıştır.
Osmanlı Devleti, savaşın başlamasıyla birlikte birden fazla cephede savaşmak zorunda kalmıştır. Mondros Ateşkes Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu'nun büyük bir kısmı düşmana bırakılarak çekilmiştir. Bu dönemde, Türk Birliği Suriye cephesinde Yıldırım Orduları Komutanı olarak bulunan Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde Halep'e çekilmiş ve yok edilmekten kurtarılmıştır.
Mustafa Kemal Paşa, o dönemde İstanbul Hükümeti tarafından, Alman komutanı Liman Von Sanders'ten elindeki tüm grup komuta ve koordinasyon yetkisini devralmıştır. Liman Von Sanders'ın "Yenildik, her şey bitti" sözüne karşılık Mustafa Kemal Paşa, "Savaş müttefikler için bitmiş olabilir ama bizim için savaş, kendi istiklal mücadelemiz şimdi başlıyor" karşılığını vermiştir.
Mustafa Kemal Paşa, Adana'ya geldiği 31 Ekim 1918 tarihinden itibaren 11 gün boyunca çevreyi ve halkın durumunu incelemiştir. Bu süreçte, İskenderun'a asker çıkarılıp işgal girişiminde bulunulması halinde İngilizlere ateş açılacağı emrini vermiş ve benzer talimatları kendi komutanlarına iletmıştır. Bu, Türk Kurtuluş Savaşı'nın ilk emri olarak tarihe geçmiştir.
Adana halkı, İstanbul Hükümeti'nin 23 Kasım 1918 tarihli, Adana ve çevresinin boşaltılması kararını büyük tepkiyle karşılamıştır. Bu süreçte, Adanalılar, işgale ve zulme karşı direnmek için Kilikya Milli Kuvvetler Teşkilatını oluşturmuşlardır.
Milli kuvvetler, Fransız işgaline karşı başarılı zaferler elde etmiş ve sonunda Fransızlar, Türk Kurtuluş Savaşı'nı resmen tanıyarak barış yoluna gitmiştir. Türk-Fransız Barış Antlaşması, 20 Ekim 1921 tarihinde Ankara'da yapılmış ve sonucunda 5 Ocak 1922'de Fransızlar Çukurova'dan tamamen çekilmişlerdir. Adana ve çevresi, Türk milletinin mücadeleci ruhu ve direnciyle işgalden kurtarılmıştır. Bu zorlu süreç, Türk milletinin istiklal mücadelesinin önemli bir aşamasını oluşturmuştur.