Adıyaman, Anadolu'nun tarihsel derinliğiyle öne çıkan bölgelerinden biridir. Kentin kökenleri hakkında yapılan araştırmalar, bu topraklarda insan yerleşiminin M.Ö. 40 bin yıllarına kadar uzandığını göstermektedir. Adıyaman'da yer alan Palanlı Mağarası'nda bulunan buluntular, bu iddiayı destekleyen önemli delillerdendir.
Adıyaman'ın Samsat-Şehremuz Tepe bölgesinde bulunan tarihi kalıntılar, bölgenin Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik ve Tunç Çağı dönemlerini yaşadığını ortaya koymaktadır. Özellikle Hititlerin ve Mitannilerin etkisi bu dönemlerde belirginleşmekte olup, Hititlerin yıkılmasının ardından bölgede yazılı kaynak eksikliği nedeniyle "karanlık bir dönem" başlamıştır.
Ancak bu "karanlık dönem" adlandırmasına rağmen, bölgede Asur etkisinin arttığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Bu kanıtlar arasında Samsat'ta bulunan Asur etkili mühürler ve Kahta Eskitaş Köyünde bulunan Hitit hiyeroglif yazılı kitabeler yer almaktadır. Bu süre zarfında Adıyaman'da Kummuh Devleti gibi Geç Hitit şehir devletlerinin hüküm sürdüğü de belgelenmiştir.
Perslerin, Asurluların ve ardından Büyük İskender'in egemenliğini takiben, bölge Makedonyalı Seleukos Sülalesi'nin kontrolüne geçmiştir. Ancak, Kommagene Krallığı'nın kuruluşuyla bu egemenlik son bulmuş, Kommagene Krallığı M.S. 72'ye kadar varlığını sürdürmüştür. Bu tarihten sonra Roma İmparatorluğu'nun hakimiyeti altına giren Adıyaman, Roma'nın bölünmesinin ardından Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'na dâhil olmuştur.
yüzyılda İslam akınlarının başlamasıyla bölge, zamanla Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler ve Bizanslılar arasında el değiştirmiştir. Ortaçağın sonlarına doğru, Türk akınlarıyla birlikye Adıyaman, Selçukluların, Memlüklerin ve Timurlenk'in etkisi altına girmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Adıyaman'ın idari yapısı çeşitli değişikliklere uğramıştır. Yavuz Sultan Selim'in 1516'daki İran seferi sırasında Osmanlı topraklarına katılan Adıyaman, Tanzimat'a kadar Maraş'a, sonrasında ise Malatya'ya bağlı bir kaza olarak kalmıştır. Ancak, 1954 yılında Adıyaman'ın il statüsü kazanmasıyla bu durum değişmiştir. Günümüzde Adıyaman, 8 ilçesiyle birlikte Türkiye'nin güneydoğusunda tarihi zenginliğiyle bilinen bir il olarak yerini korumaktadır.
Adıyaman’ın eski adı
Anadolu'nun zengin tarihsel mirası içinde, şehirlerin isimlerinin kökeni sıkça merak konusu olmuştur. Bu şehirlerden biri de Adıyaman'dır. Adıyaman isminin menşeyi hakkında birçok rivayet bulunmaktadır ve bu rivayetler, bölgenin kültürel ve tarihsel zenginliğini yansıtmaktadır. Bu makalede, Adıyaman isminin kökenine dair üç önemli rivayeti inceleyeceğiz.
1. Yedi Kardeş Rivayeti
Birinci rivayete göre, Adıyaman isminin kökeni antik Perre şehrinde yaşanan bir olaya dayanmaktadır. Putlara tapan bir babanın yedi oğlu, bir gün evde yalnız kaldıklarında putları imha eder ve tek tanrılı bir inanca geçerler. Bu eylemlerini öğrenen baba, oğullarını öldürür. Yedi kardeş anısına Perre'de bir manastır inşa edilir. Bu trajik olayın ardından şehre "Yedi Yaman" adı verilir ve bu isim zamanla Adıyaman'a dönüşür.
2. Hısn-ı Mansur Rivayeti
İkinci rivayete göre, Adıyaman şehrinin merkezinde inşa edilen kaleye halk "Hısn-ı Mansur" adını vermiştir. Bu ismin kökeni hakkında iki farklı teori bulunmaktadır. Birincisi, 7. yüzyılda buraya gelen Emevi komutanı Mansur. Ca'vene'ye atıfta bulunan bir isim olduğudur. Diğer rivayete göre ise bu isim, Abbasi Halifesi Ebu Cafer El-Mansur'dan gelmektedir. Yıllar içinde bu isim "Hüsnü Mansur" olarak telaffuz edilir.
3. Vadi-İ Leman Rivayeti
Üçüncü ve son rivayet, Adıyaman'ın coğrafi özelliklerine dayanmaktadır. Şehri çevreleyen derin vadilerin güzellikleri ve bu vadilerin zengin meyve ağaçlarıyla kaplı olması nedeniyle, "Vadi-i Leman" (Güzel Vadi) ismiyle anıldığı söylenir. Zamanla bu isim, "Adıyaman" şekline dönüşmüştür.
Adıyaman isminin kökeni hakkındaki bu rivayetler, şehrin tarihine, coğrafyasına ve kültürüne dair zengin ipuçları sunmaktadır. Ancak 1926 yılında şehrin resmi adı, Bakanlar Kurulu kararıyla "Adıyaman" olarak belirlenmiştir. Bu değişiklik, modern Türkiye'nin kuruluş sürecinde yer alan birçok isim değişikliğinden sadece biridir. Bu rivayetler, Adıyaman'ın sadece bir coğrafi bölge olmadığını, aynı zamanda zengin bir tarihi ve kültürel mirasa sahip olduğunu göstermektedir.