Akçaoca, Anadolu Selçuklu Devleti, 1255’te Moğol idaresine girmiş ve 1308’de Anadolu Selçuklu Sultanı Mesut’un ölümüyle son bulmuştur.
Bizans İmparatorluğu, 1285-1338 yılları arasında zor bir dönem geçirmekteydi. Türk akınlarını durduracak güçleri yoktu ve Bitinya’ya bağlı birçok şehir Türklerin eline geçiyordu. 1319 yılında Diapolis, 1323 yılında Prusias ve 1324 yılında Kladiapolis şehirleri Orhan Gazi ve Konuralp tarafından fethedilerek Osmanlı Beyliği sınırlarına dahil edildi.
Tarihi bilgiler: Akçaoca
1319 yılından bu yana Türk toprağı olan Akçakoca, tarih boyunca denizle iç içe yaşayan önemli bir liman konumunda olmuştur. Akçakoca, Türk egemenliğine geçtiği günden bu yana tarih boyunca idari yönden birçok değişikliğe uğramıştır. 1324-1692 yılları arasında Bolu Sancak Beyliği’ne bağlı kalmıştır.
Yörenin ilk sancakbeyi Konuralp’tir. Kendisi sık sık sefere çıktığı için yerine Sungur Bey vekâlet etmekteydi.
Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eserinde Akçaşehir’den (Akçakoca) bahsetmektedir: “Yine buradan Akçaşar’a geldik. Burası voyvodalıktır. 150 akçelik kazadır. Yeniçeri serdarı vardır. Eski zamanda havası latif hazin bir şehir imiş. Ahmet Han zamanında Kazak keferesi hücum ile her tarafı yakıp yıkmıştır. Halen 600 bağ ve bahçeli ve hanelidir. Çarşı içere kiremitli ve bimisal bir cami vardır. Mukaddema hanların birisi kurşun örtülü muazzam han imiş. Halen kasaba o kadar mamur ve müzeyyen değildir. Bolu şehrinin iskelesidir. Lebideryada 70 adet mahzen vardır. Bu tarafı dağlardır. Bu yüzden havası sağlamdır.”
1692 yılında yapılan idari değişiklik sonucunda Akçaşehir (Akçakoca), Bolu Sancak Beyliği’nden ayrılarak Anadolu Beylerbeyliği’ne bağlanmıştır. 1811-1864 yılları arasında II. Sultan Mahmut döneminde yapılan idari değişiklik sonucunda Akçaşehir (Akçakoca), Bolu-Viranşehir (Safranbolu) Birleşik Mutasarrıflığına bağlı bir kaza olmuştur.
1864 yılında eyaletlerin kaldırılıp il teşkilatlarının gelmesiyle, Kastamonu ili Bolu Mutasarrıflığının Göynük kazasına bağlı Düzce ve Akçaşehir’ (Akçakoca) birleşerek nahiye olarak konumlandırılmıştır.
1870 yılına gelindiğinde ise Düzce’nin Göynük’ten ayrılıp Bolu’ya bağlı bir ilçe haline getirilmesiyle, Akçaşehir (Akçakoca) bağımsız bir bucak olmuştur.
1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’nda büyük göç hareketleri görülmüştür. Kafkaslar’da tutunamayıp Anadolu kıyılarına sığınan Çerkezler, Gürcüler, Abhazlar, Lazlar ve Hemşinliler, zorlu yolculukların ardından Akçakoca kıyılarına göç etmiş ve bölgede köyler kurarak buralı olmuşlardır.
Akçakoca eski adı
Akçakoca’nın tarih öncesi dönemlerdeki isimleri Latince’de “arasından ayırmak, iki parçaya ayırmak” anlamlarına gelen Dia, Dias, Diapolis ve Tospolis’tir. Türk egemenliğine geçtikten sonra ise sırasıyla Akçaşar, Akçaşehir ve Akçakoca isimlerini almıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından yaklaşık 11 yıl sonra, 23 Haziran 1934 tarihli ve 2529 sayılı kanunla Bolu iline bağlı bir ilçe haline gelmiştir. 7 Eylül 1934’te ilçeye Akça Koca Bey’in adı verilerek Akçaşehir’in adı Akçakoca olarak değiştirilmiştir.
9 Aralık 1999 tarihli ve 231901 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kanun hükmünde kararname ile Düzce ilinin ilçelerinden biri olan Akçakoca, “Karadeniz’in İncisi” olarak anılmaktadır. Bu durum, Akçakoca’nın ülkemizin önemli turizm merkezlerinden biri olmasını sağlamıştır. Köklü tarihini sürdüren Akçakoca, “81. İlimiz Yeşil Düzce’miz” sloganıyla tanınmaktadır.