Antik kent, Ergili Köyü'nün 2 kilometre doğusundaki Kuş Gölü'nün güneydoğu ucunda bulunmaktadır. MÖ 7. yüzyılda ünlü Lydia Kralı Daskylos'un, Sardis'teki hanedan kavgaları nedeniyle bu bölgeye gelmesiyle kent, Daskyleion adını almıştır. Kralın Daskyleion'da doğan oğlu Gyges daha sonra Lydia'ya geri çağrılmış ve kral olduktan sonra şehre Daskyleion adı verilmiştir, çünkü bu isim "Daskylos’un yeri" anlamına gelmektedir ve MÖ 650 yıllarında bu ismi almıştır.
Antik yerleşim
Daskyleion, Troya gibi erken dönem yerleşimlerinin bulunduğu bir kenttir. MÖ 12. yüzyılda Aoellerden gelen bir grupun buraya yerleştiğine dair bazı antik yazarlar bulunsa da, yüzey araştırmalarında Kalkolitik Dönem'e kadar uzanan daha eski dönemlere ait buluntular da ele geçmiştir. 1952 yılında başlayan araştırmalar, antik metinlerin coğrafi bilgileri ile birleştirilerek Daskyleion'un bugünkü adı olan Hisartepe'yi belirlemiştir. 1954 yılında Prof. Dr. Ekrem Akurgal tarafından başlatılan kazılar, 1960 yılına kadar devam etmiş ve daha sonra 1988 yılında Prof. Dr. Tomris Bakır tarafından yeniden başlatılmıştır.
Doğal ve tarihi
Daskyleion ve çevresindeki Kuş Cenneti, doğal ve tarihi bir bütünlük oluşturan iki önemli olgudur. Daskyleion, kuş gölünün güneyine, doğanın güzellikleri ve bölgenin güçlü jeopolitik konumu nedeniyle kurulmuştur. Tüm antik yazarlar, Daskyleion ve Paradeisos'un güzellikleri hakkında övgülerde bulunmaktadır. Bu antik kent, tarih ve doğanın uyum içinde olduğu, zengin bir kültüre sahip bir yer olarak ön plana çıkmaktadır.
MÖ 334 yılında, Büyük İskender (Makedonyalı Alexandros), Persleri ortadan kaldırmak amacıyla Daskyleion'un da bulunduğu Pers Satraplığı merkezini ele geçirmeye karar verdi. Daskyleion, Trakya, Boğazlar, Marmara Denizi, Propontis ve Küçük Frigya bölgelerinin kontrolünü elinde tutan devletler tarafından önemli bir stratejik konumda bulunmaktaydı. Geçmiş dönemlerde Frig, Lydia, Akhaemenid, Makedonya ve Bizanslılar tarafından güçlü bir kale olarak korunmuş ve ekonomisi geliştirilmişti.
Arkeolojik kazılar
Daskyleion'un tarihi, arkeolojik kazılarda gün yüzüne çıkarılan maddi kalıntılar üzerinden incelenebilir. Yapılan kazılarda ortaya çıkan taş baltalar, çakmak taşından dilgiler ve MÖ 1700-1800 yıllarına tarihlenen Babil yapımı bir silindir mühür, Prehistorik Çağ'dan itibaren bölgedeki yerleşimin izlerini ortaya koymaktadır.
Yazılı belgeler
Prehistorik dönemden sonra, MÖ 2 bin yılının ortalarından başlayarak Batı Anadolu'nun yaşadığı karanlık dönemi takiben Dorlar adlı bir kavim, kuzeyden kıta Yunanistan'a ve ardından Trakya ile Boğazlar üzerinden Daskyleion'a göç etmiştir. Ancak, Dorlar'a ait herhangi bir buluntu bulunmamıştır. Dor'ların ardından ise Trakyadan göç eden Friglerin Daskyleion'da yerleştiğini gösteren yazılı belgeler ve seramikler bulunmuştur. Anadolu Eski Çağ tarihi coğrafyasını değiştiren bir Frig adak yazıtını içeren kırık bir mermer blok, Frigya Bölgesi'nin sınırlarını belirlemiştir.
Daskyleion, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve stratejik önemiyle öne çıkmıştır. Arkeolojik buluntular, bölgenin zengin tarihine ışık tutmaktadır.