Siyasette ideolojik saplantı gerçeğin önüne o kadar çok geçmiş ki partililerin ömrü resmen genel başkanlarını körü körüne savunmakla geçiyor.
***
Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Akşener olsun hiç fark etmiyor…
Her birinin taraftarı liderlerinin dün söylediklerini koşulsuz onaylıyor, alkışlıyor, savunuyor…
Ertesi gün aynı liderleri söylediklerinin tam tersini söylüyor, partililerin hepsi yine koşulsuz, sorgusuz onaylıyor, alkışlıyor ve savunuyor.
***
Aslında pek çoğu, yukarıda isimlerini verdiğimiz liderlerinin dün ile bugün arasında yaptıkları ve söyledikleri birbiriyle çelişen eylem ve söylemlerden en az birinin yanlış ve yalan olduğunu bal gibi biliyor…
Ama yine de yanlışa “Yanlış” demek yerine, yanlışın içinde “Doğru” aramak için adeta kendini yırtıyor.
***
Dahası…
Yanlışın içinde doğruyu bulamadığı çaresiz anlarda ise sırf suçu lidere mal etmeme adına faturayı, ya genel başkanı yanlış yönlendirdiğine inandıkları danışmanlara ya da liderin etrafında olduğunu ileri sürdükleri, varlığından bile haberdar olmadıkları çevresine kesiyor.
***
Kısacası…
Lider dün söylediğinden bu gün rahatlıkla dönüyor…
Onu savunan partili avane onunla aynı hızla dönüyor…
Lider dün yaptığının bugün tam tersini yapıyor…
Onu savunan partili dün yaptığını da bugün yaptığını da aynı coşkuyla onaylıyor, alkışlıyor ve canhıraş savunuyor!
***
Hadi lider işine geldiği zaman dön babam dönüyor…
Bir kere olsun gerçeği ideolojik saplantısının önüne geçirmeyi akıl etmeyen partililer niçin “Biz niye dönüp duruyoruz?” diye düşünmüyor?
Siyaset döne döne yapıldığı müddetçe, siyasette döneklik de normal ve neredeyse meşru hale getiriliyor…
******
AKŞENER’İ PARTİSİNDE ZOR GÜNLER BEKLİYOR OLABİLİR!
Şu son birkaç gün içinde Millet İttifakı içinde, İYİ parti lideri Meral Akşener’in neden olduğu olaylara baktığımızda, Akşener’i zor günler beklediğini söylemek çok da yanlış olmayacak galiba…
***
Meral Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına “Kazanamayacak” gerekçesiyle karşı çıktı ve zehir zemberek bir açıklamayla masadan ayrıldı…
Bu kararına, partisi içinden bir kesim sahip çıkarken, diğer bir kesim tepki gösterdi.
***
Aynı Meral Akşener masaya geri döndü, bu kez ilk kararına sahip çıkan kesimin tepki duyarken, ayrılmasına tepki gösteren kesim sahip çıktı.
Sonuç olarak: Meral Akşener belki büyük fedakarlıkta bulundu. Belki büyük risk aldı, belki masadan ayrılması da dönmesi de doğru ve yerindeydi bilemiyoruz…
Fakat…
Masadan ayrılma ve dönmesiyle, partisi içindeki iki farklı kesimin de üç gün içinde farklı düşünceler yaşamasına neden oldu.
***
İYİ Parti lideri Meral Akşener’in:
-“Kazanamayacak” diye kalktığı masaya geri dönmesiyle Kılıçdaroğlu’nu bir anlamda “Kazanacak aday” ilan etmesi…
-Zaten Kılıçdaroğlu’nun adaylığı arkasında durmakla sorumlu olan 2 belediye başkan adayı için “Cumhurbaşkanı yardımcısı olsunlar.” Şartını (Masaya geri dönüşün bahanesi olarak algılandığı için) ileri sürmesi…
-“Cumhurbaşkanı adaylarım” dediği iki belediye başkanının “Cumhurbaşkanı yardımcısı” olmasını isteyerek her ikisini de bir anlamda aşağıya çekmiş olması…
-Masadan gitmesi ve gelmesiyle, CHP’ye Cumhurbaşkanı adaylığı yanında iki de yardımcı kazandırması…
Ve…
-Tüm bunların sonucunda arzu etmiyor olsa da masanın kazananının Kemal Kılıçdaoğlu olmasına bir şekilde neden olması…
Meral Akşener’in parti içindeki liderliğinin ciddi şekilde sorgulanacağı ihtimalini doğurdu!
***
İYİ partide Meral Akşener ile ilgili süreç nasıl gelişir bilemiyoruz…
Ancak…
Herkesin kazançlı çıktığı masadan zedelenerek çıkan İYİ partide, özellikle genel başkan Meral Akşener’e karşı parti içi muhalefetin çıkması ve seçim sonrası sesini yükseltmesi çok sürpriz olmayacak gibi…
********
AZ KALSIN DEJAVU YAŞANACAKTI!
2007 yılı seçimleri öncesinde merkez sağda yer alan iki parti; Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi birleşme ve seçimlere “Demokrat Parti” ismiyle girme kararı alıyor.
***
Anavatan Partisinin başında Erkan Mumcu, Doğru Yol Partisinin başında ise Mehmet Ağar var.
***
İki parti genel başkanı ortak mutabakat metnine imza atıyor.
Birleşme kararı alındığı gün iki partinin toplam oyu seçim barajını aşmaya yetiyor da artıyor bile.
***
Milletvekili ortak listesinin Yüksek Seçim Kuruluna verileceği gün Mehmet Ağar YSK’ya sadece Doğru Yol Partisi’nin listelerini veriyor ve birleşmeyi bozuyor.
***
Anavatan Partisi milletvekili listesini veremediği için seçimlere giremiyor.
***
Doğru Yol Partisi de, Demokrat Parti ismiyle girilen seçimde baraj altında kalıyor…
Seçim sonrası Mehmet Ağar’ın Erdoğan ile anlaştığı ve son dakikada birleşmeyi bozduğu ortaya çıkıyor.
Seçimlere giremeyen Anavatan Partisi lideri Erkan Mumcu’nun da bir süre sonra AK partiye girmesi ve bakan yapılması, birleşmenin bozulmasında kendisinin de rolü olduğu şeklinde yorumlanıyor.
***
İYİ parti lideri Meral Akşener’in son dakikada masadan ayrılması, 2007 yılında yaşanan olayı hatırlatırken, ister istemez zihinlerde dejavu yaşattı…
Neyse ki 72 saat sonra masaya döndü ve 2007 seçimi öncesinde yaşanan olayın tekrarı bu seçim öncesi yaşanmadı…
Biz şimdi böyle diyoruz ama siyasetin saatler içinde nasıl değiştiğine bizzat şahit olduğumuz için yine de yorumlarımızı ucu açık tutalım.
Zira…
Yarın böylesine değişken ve saati saatine uymayan bir siyaset anlayışında nerede, ne zaman ve ne olacağı hiç belli olmuyor!