Tarihçiler,  Erzincan bölgesinin ikinci bin yılın başlarında Hurriler, ardından Hayaslılar ve Azziler tarafından yönetildiğini belirtmektedirler.

Erzincan: Genel tarih

Anadolu'nun genel tarihinde, M.Ö. 1050-1180 yılları arasında Hattuşaş'ın merkez olduğu büyük bir Hitit İmparatorluğu'nun varlığı bilinmektedir. Bu dönemde Hititler, Anadolu'nun çeşitli bölgelerini egemenlikleri altına almışlardır. Erzincan'ın da bu dönemde Hititlerin yönetimi altında olduğu düşünülmektedir. Ancak, Erzincan ve çevresinde özel bir Hitit yerleşim merkezi bulunmamış olabilir; ancak Hitit egemenliğinin bu bölgede var olduğuna dair şüphe yoktur.

Doğu Anadolu'da kurulan diğer önemli bir ilkçağ devleti ise Urartulardır. M.Ö. 900'lerde kurulan Urartu Devleti, başkentini Van (Tuspa) olarak belirlemiş ve sınırlarını Hazar Denizi'nden Malatya'ya, kuzeyde Erzurum-Erzincan'dan güneyde Halep-Musul'a kadar genişletmiştir. Bu dönemde Erzincan'ın da Urartu egemenliği altında olduğu düşünülmektedir. Urartuların bıraktığı arkeolojik ve tarihi izler, bölgedeki geçmişin anlaşılmasına katkı sağlamaktadır.

Altıntepe'deki kazılar, Erzincan yakınlarında Urartular'a ait birçok eserin bulunduğunu ortaya koymuştur. Bu keşif, bölgenin Urartu egemenliği altında olduğunu kanıtlamıştır.

Urartu Devleti, çeşitli saldırılara maruz kalarak Medler'in Anadolu'yu istilası sırasında M.Ö. 600 yıllarında tamamen ortadan kaldırılmıştır. Erzincan ve çevresi, Urartular'ı yenerek M.Ö. 612'de Anadolu'yu istila etmeye başlayan Med'lerin kontrolüne geçmiştir. Med Krallığı'nın Kyaksar döneminde Lidyalılar'la yapılan savaşlar muhtemelen Erzincan ve çevresinde gerçekleşmiştir. Bu bölgeler, M.Ö. 550 tarihlerinde Persler'in egemenliği altına girmiştir.

Hititler'in Anadolu'yu istilası sırasında Persler, İran yaylasını ele geçirmiş ve Pers İmparatorluğu'nun yükselişi özellikle Ciroz (M.Ö. 550-530) ve Kampis (M.Ö. 530-520) dönemlerine denk gelmiştir. Bu dönemde Erzincan ve çevresi Persler'in kontrolü altına girmiştir. Persler'den sonra Anadolu, Makedonyalılar'ın eline geçmiştir.

Roma ordusu, M.Ö. 70 tarihinde Doğu Anadolu'yu ele geçirerek Elazığ yöresindeki Safen (Harput) Krallığı'nı yıktıktan sonra, Tigran Ordusu'nu da mağlup etmiştir. Bu sırada (M.Ö. 68), Pontuslular Erzincan yörelerinde Roma üstünlüğüne son vermiştir. Erzincan ve çevresi, İran ile Bizans arasında sürekli savaşlara sahne olmuş ve en sonunda Bizans İmparatoru Heraklius tarafından M.S. 629'da İran'dan geri alınmıştır.

Halife Hz. Osman (644-656) döneminde, Habib bin Mesleme'nin 35/655 tarihinde Erzincan ve çevresini ele geçirerek bölgeyi tamamen Müslümanların yönetimine katmasıyla, Erzincan ve yöresi İslam yönetimi altına girmiştir. Abbasiler döneminde, bu bölge çeşitli saldırılara maruz kalmıştır. Mütevekkil Alallah (847-861) döneminde Malatya Valisi Ömer bin Abdullah'ın (859) yönetimi altında Erzincan, Arapgir, Eğin, Kemah ve Trabzon kentleri Bizanslılardan geri alınmış, böylece Erzincan tekrar Arapların hakimiyetine geçmiştir.

Türklerin Anadolu'ya akınlarını daha önce belirtmiştik. Ancak, genel kanaate göre Türklerin Anadolu'yu vatan edinmeleri Malazgirt Meydan Muharebesi'nden (1071) sonra gerçekleşmiştir. Malazgirt zaferi sonrasında Alparslan, Karasu ve Çatlı nehirleri vadilerinin fethi için Mengücek Ahmet Gazi'yi görevlendirmiştir.

Alparslan'ın komutanlarından olan Mengücek Ahmet Gazi, Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar yörelerini hakimiyeti altına almış ve Kemah'ı merkez yapmıştır. Ahmet Gazi'nin ölümü üzerine (1114) yerine oğlu İshak Bey geçmiştir. Bu beyliği uzun süre yöneten İshak Bey'in ölümüyle (1124) yerine Melih Mahmut gelmiştir. İshak Beyin oğulları onu tanımadıkları için Mengücek Devleti parçalanmış, Kemah Melih Mahmut'a, Erzincan Davut Şah'a, Divriği de Süleyman Şah'a düşmüştür. Davut Şah'ın öldürülmesi üzerine (1151) Erzincan 13 yıl boyunca Süleyman Şah'a ait olmuş; ancak Davut Şah'ın oğlu Fahrettin Behram Şah (1165) babasının tahtına oturunca, Mengücek Beyliği tekrar güçlenmiştir. Fahrettin Behram Şah'ın, Kılıçarslan'ın damadı olması da göz önünde bulundurulursa, Mengücek-Selçuklu ilişkisi daha iyi anlaşılır.

Hafta sonu hava nasıl olacak? Hafta sonu hava nasıl olacak?

Behram Şah döneminde Erzincan büyük bir ilerleme kaydetmiş, ticaret ve sanayi gelişmiştir. Ancak, o döneme ait eserler, maalesef zelzeleler sebebiyle günümüze ulaşmamıştır. Behram Şah, 1225 tarihinde Erzincan'da vefat etmiş ve aşağı Urla (Ula) köyünde defnedilmiştir.

Behram Şah'ın ölümünden sonra yerine oğlu Davut Şah geçmiş ve 1228 tarihinde Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat, Erzincan ve Kemah'ı işgal ederek Mengücek Beyliği'ne son vermiştir. Alaaddin Keykubat ile Celalettin Harzem Şah arasında 1230 tarihinde Erzincan yakınlarında Yassı-Çemen denilen yerde savaş olmuş ve Celalettin Harzem Şah yenilmiştir. Alaaddin Keykubat'ın ölümü (1237) üzerine, yerine oğlu II. Gıyasettin Keyhüsrev geçmiştir. Onun zamanında devlet Moğolların istilasına uğramış, 1240 tarihinde Erzurum'u işgal eden Moğollar Erzincan'ı geçerek 1243 tarihinde Kösedağ Savaşı'nda Anadolu Selçuklu Devleti'ni hezimete uğratmıştır. Böylece Erzincan ve yöresi İlhanlıların eline geçmiştir. İlhanlılar, yöreyi beylerle (Vali) yönetmiş ve Timur-Taş Bey Mısır'a kaçarken yerine Alaaddin Eretna'yı bırakmıştır.

Timur-Taş'ın Mısır'a sığınmasından sonra valilik görevine gelen Alaaddin Eretna, İlhanlı hükümdarı Ebu Sait Bahadır Han'ın ölümü (1335) üzerine İlhanlılarla olan bağını keserek görünüşte Celayırlı Hükümdarı Büyük Şeyh Hasan Han'a bağlı kalarak bağımsızlığını ilan etti. Ancak, bir süre sonra Çoban Oğulları Hükümdarı Küçük Şeyh Hasan, Erzincan ve yöresini kendi beyliğine kattı. 1338'de Memluk Sultan Nasreddin Muhammed'in yardımı ile Erzincan ve yöresi Küçük Şeyh Hasan'dan kurtuldu. Erzincan bu dönemde birçok kez el değiştirmiştir. Alaaddin Eretna'nın ölümünden sonra yerine oğlu Gıyasettin Mehmet getirildi. Ancak, çıkan anlaşmazlıklar sonucunda Erzincan bağımsız olarak Burak Bey'e bırakıldı. Ardından sırasıyla Ahi Ayna Bey (öl. 1362), Pir Hüseyin (öl. 1379) ve Mutahhareten Bey yönetimi ele aldı. Mutahhareten döneminde, Kadı Burhanettin Erzincan ve yöresine birkaç kez saldırı düzenledi, ancak bu saldırılar Akkoyunlu Hükümdarı Kutlu Bey'in yardımı ile atlatıldı.

Bu dönemde Erzincan üzerinde Akkoyunlular'ın etkisi görülmekteydi. Erzincan Emiri Mutahhareten'in Timur'a bağlanması Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt'ı kızdırmış ve Beyazıt da Erzincan'ı muhasara etmiştir (1401). Ancak, çok geçmeden Ankara Savaşı patlak verince, yöre tekrar Timur'un eline geçmiştir (1402).

Yörede Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar Osmanlılar etkili olamamışlardır. 1419'da I. Mehmet zamanında Karakoyunlu Beyi Kara Yusuf Erzincan'ı zapt etmiş ve Pir Ömer'i vali tayin etmiştir.

1455'te Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Erzincan'ı almış ve kaleyi yeniden onarmıştır. Erzincan, Otlukbeli Savaşı'na kadar (11 Ağustos 1473) Akkoyunların elinde kalmış, ancak savaştan sonra Osmanlıların denetimine geçmiştir.

1502'de Safevi tahtına geçen Şah İsmail, Erzincan'ı karargah yapmıştır. Ancak, Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Savaşı'nda (23 Ağustos 1514) galip gelmesiyle Erzincan tekrar Osmanlılar'ın yönetimine geçmiştir.

Kanuni Sultan Süleyman, 1534'te Tebriz Seferi ve 1540'ta İran Seferi sırasında Erzincan'a uğramıştır.

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, 11 Temmuz 1916 tarihinde Ruslar tarafından Erzincan işgal edilmiş ve bu durumu fırsat bilen ayrılıkçı Ermeniler silahlı birlikler oluşturarak faaliyete geçmişlerdir. Ancak, 18 Aralık 1917'de Sovyet hükümeti ile yapılan Erzincan Mütarekesi sonucunda, 11 Ocak 1918'de Rus askerleri bölgeden çekilmiştir. Bu çekilme sonrasında Ermeni çeteleri, birçok kanlı olaya neden olmuştur. Kazım Kara Bekir komutasındaki askeri birlikler, 13 Şubat 1918'de Erzincan'ı Ermeni silahlı güçlerinden kurtarmışlardır. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Erzincan halkı, Büyük Atatürk'ün yanında yer almıştır.

Erzincan'ın adının Eriza veya Aziriz kelimelerinden geldiği, başlangıçta Erziricin olarak kullanıldığı ve daha sonra günümüzdeki şekli olan Erzincan'a dönüştüğü rivayet edilmektedir.

1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ili olan Erzincan, 1939'da şiddetli bir depreme maruz kalmış ve şehir harap olmuştur. Bu depremde şehirde taş üstünde taş bırakılmamış, onbinlerce insan hayatını kaybetmiştir. Deprem sonrasında, demiryolu hattından yukarı yeni bir şehir inşaatına başlanarak bugünkü Erzincan şehri oluşturulmuştur.

Editör: Sakarya Gazetesi