Bildirici, bipolar bozukluğun bireyin ruh hali, enerjisi ve günlük işlevlerinde belirgin değişikliklerle seyreden, tıbbi olarak tanımlanmış bir ruhsal hastalık olduğuna dikkat çekti. Eskiden manik depresif bozukluk ismiyle bilinen bu hastalığın, manik ve depresif dönemler olarak iki uçlu bir psikolojik rahatsızlık olduğunu söyledi.
Bildirici, bu durumun kişinin aile, sosyal çevresi ve günlük yaşantısında çeşitli sıkıntılara yol açabildiğini vurguladı. Ayrıca, dünya genelinde bipolar bozukluğun görülme sıklığının dünya nüfusunun %1 ile %5’i arasında değiştiğinin tahmin edildiğini ve yaklaşık 60 milyon kişinin bu durumla yaşadığını ifade etti. Ülkemizde ise 2 milyondan fazla bireyin bipolar bozukluğa sahip olduğu tahmininde bulundu.
Farkındalıkla Tanı, Destekle Tedavi, Umutla Yaşam
Bildirici, uygun tedavi ve sosyal destekle bireylerin üretken ve sağlıklı bir yaşam sürdürebildiklerini belirterek, buna rağmen toplumsal ön yargılar ve ruhsal hastalıklara yönelik etiketlemelerin bireylerin sağlık hizmetine başvurusunu geciktirdiğini ve iyilik hallerini olumsuz etkilediğini dile getirdi. Bu bağlamda, bireylerin ruhsal sağlığının desteklenmesi, toplumun bipolar bozukluk hakkında doğru bilgiye sahip olması ve damgalamayla mücadele edilmesi amacıyla her yıl 30 Mart tarihinin “Dünya Bipolar Günü” olarak kutlandığını ifade etti. Bu yılın temasının ise “Bipolar Bozukluk: Farkındalıkla Tanı, Destekle Tedavi, Umutla Yaşam” olarak belirlendiğini belirtti.
Ücretsiz hizmet alınabilir
Bildirici, bu vesileyle toplumda ruhsal hastalıklara karşı anlayışın artırılması, damgalamanın önlenmesi ve bireylerin tedaviye erişiminin kolaylaştırılmasının hedeflendiğini söyledi. Ayrıca, Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri, Aile Sağlığı Merkezleri ve Sağlıklı Hayat Merkezleri aracılığıyla vatandaşların ücretsiz hizmet alabileceğini dile getirdi.