Han Yeraltı şehri, doğal kayalıklar içine ustalıkla oyulmuş bir yapıdır. Kat kat odalar ve koridorlar arasında dolaşan ziyaretçiler, bu yapıların karmaşıklığı ve sağlamlığı karşısında hayrete düşmektedir. En alt seviyede, kuzeyden gelen bir temiz su kanalına bağlı olan yeraltı şehri, muazzam bir mühendislik başarısıyla yapılmıştır.
Odalarda bulunan arcosoliumlu sandukalar ve duvarlardaki özel motifler, Han'ın yeraltı şehrinin estetik ve işlevsel zenginliğini ortaya koymaktadır. Rozetler, baklava dilimleri, fiyonk, yaprak ve fırıldak gibi motifler, o dönemin sanat ve mimari anlayışını yansıtmaktadır.
Tarih boyunca Han, Roma İmparatorluğu döneminde büyük, Bizans İmparatorluğu döneminde ise stratejik bir merkez olarak önem kazanmıştır. Bu dönemlere ait kalıntılar, Han'ın geçmişinin zenginliğini ve çeşitliliğini günümüze taşımaktadır.
Han, aynı zamanda Osmanlı Dönemi'nde de önemli bir mola noktası olmuş ve günümüze kadar ulaşan Hüsrev Paşa Camii gibi yapılarla süslenmiştir. Bu cami, IV. Murat'ın vezirlerinden Hüsrev Paşa tarafından inşa edilmiş ve Anadolu'nun kültürel mozaik dokusuna katkıda bulunmuştur.
Son olarak, Han'daki yeraltı şehri ve çevresindeki arkeolojik kazılar, bölgenin tarihî ve kültürel zenginliklerini keşfetmek isteyen ziyaretçiler için eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Eskişehir Müze Müdürlüğü başkanlığında gerçekleştirilen kazılar, Han'ın geçmişini ve insanlık tarihine olan katkısını anlamak için önemli bir kaynak teşkil etmektedir.
