Giresun Efsanesi: Koyun Baba
Rivâyete göre, Fatih Sultan Mehmet, Trabzon seferine giderken Şebinkarahisar’dan geçer. Ordusunun konakladığı yerde, bir ihtiyar sekiz-on kadar koyununu otlatır. Askerler yanına varıp, latife olsun diye, ihtiyardan kendileri için koyun kesmesini isterler.
İhtiyar hiçbir şey söylemeden koyunları kesmeye başlar, fakat koyunların sayısında hiçbir eksilme olmaz. Askerlerin tamamına yetecek kadar koyun keser ve onları doyurur.
Askerler onun bir evliya olduğunu anlar ve ona karşı saygıda kusur etmeyip iltifatlarda bulunarak oradan ayrılırlar. Bu olay zamanla tüm çevrede duyulur.
Zaman geçer ve ihtiyar ölür. Mezarı Kelkit Çayı’nın batı yakasında kalır. Yıllarca bu mezar dertlerine deva bulmak ve dileklerine erişmek isteyen insanlar tarafından ziyaret edilir. Ancak gerçek adı unutulduğu için ona “Koyun Baba” derler.
Koyun Baba’nın türbesi ırmağın batı yakasındadır. Irmağın bu yakasındaki insanlar türbeyi rahat bir şekilde ziyaret edebilirler. Ancak ırmağın doğu yakasında yaşayan ve türbeyi ziyaret etmek için yanıp tutuşan insanlar ise ırmağın geçit vermemesinden dolayı ziyaret edemezler ve bu duruma çok üzülürler.
Birkaç yıl sonra bölgede bir heyelan olur. Koyun Baba’nın türbesi de yerinden kayar. Tam ırmağın ortasında durur ve bir ada haline gelir. Bir süre sonra türbenin adı değişir ve Ada Baba olur. Irmağın suyu bir yıl türbenin sağından, bir yıl solundan akmaya başlar. Böylece her iki tarafında yaşayan insanlar, iki yılda bir de olsa, türbeyi ziyaret etme imkanına kavuşmuş olurlar.
Bu ziyaretler yakın zamana kadar böyle devam eder. Kılıçkaya Barajı yapılırken birkaç kişi Ada Baba’yı rüyasında görür. Baba onlara “Baraj yapıldığında sular altında kalacağım. Türbemin yerini değiştirmezlerse barajı yıkarım.” der. Bu rüyanın birkaç kişi tarafından görülmesi üzerine türbe nakledilmek üzere açılır. Mezarı açanlar bozulmamış bir ceset ve yanında da pek uzun olmamasına rağmen kalınca bir yılanla karşılaşırlar. Bulunduğu yerden alınan ceset su altında kalmayacak bir yere defnedilir.