“Hak, hukuk, adaleti hayvanlar için de istiyoruz..”
Pazartesi gününe köşe yazmak oldukça zor, tüm haftanın olaylarını sentezleme, yeni haftanın nasıl başlayacağını tahmin etme ya da edememe..
Bu zorluk, bir seçimin ertesi günü - ki bu seçim ülke kaderini belirleyecek oranda önemli ise- yayınlanacak bir makaleyi kaleme almak daha da güçleşiyor doğal olarak.
Pazartesi, ülkemizi uzunca süredir meşgul eden, gündeme oturan cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarını öğrenmiş olacağız; benim gönlüm ve tercihim elbette iyiden, güzelden, doğrudan en önemlisi de değişimden yana.
Yıllardır misyonum gereği hayvan hakları gibi çok zor, acılı, çetin bir yolda yürümeye çabalıyorum. Yaşadıklarım, gördüklerim ya da görmeden tahmin edebildiklerim canımı çok ama çok yaktı. Hiçbirisini de unutmadım. Unutmam da. Son yıllarda bardağı taşıran olumsuzluklar, bu kadar da olmaz ki dediğimiz haksızlık, adaletsizlik, mezalim..
Biz can savunucuların, yaşamlarını bir yana itip bütün bunlarla baş edebilme adına verdiği inanılmaz çabalar, uğraşlar. Karşılığında siyasi otoritenin vurdumduymazlığı, boş vermişliği, hatta daha da ilerisi duyarlılıklarımızla alay eder icraatları, tavırları.
Neyse efendim, yazımı okuduğunuz saatlerde değişim yanlıları zafer kazanırsa yine yeniden soluklanıp, mücadelemize tekrardan dört elle sarılacağız elbette. Tersi olursa da aynısı. Vazgeçme lüksümüz asla olamaz! Olmadı da, bunu tüm güzel yürekli can dostu arkadaşlarım adına rahatlıkla söyleyebilirim..
Eskişehir kırsalından canlarla ilgili çok sayıda olumsuz haberler ulaşıyor bizlere, boşalan köylerde masum hayvanlarımız hastalıktan, açlıktan kırılmaktaymış. Halleri içler acısı diye yazdı bir güzel arkadaşım gittikleri mezralarda gördükleri karşısında. İlçe belediyeleri çaresizliklerini dillendiriyorlar sürekli, bütçeleri yetersizmiş. Kentimizdeki iki alt belediye o alanlara hizmet götüremez durumda ne yazık ki.. Peki ne olacak o canların halleri? Gitmesek de görmesek de biliyoruz, ama eller kollar bağlı ne yazık ki…