Iğdır Efsanesi: Şahmaran
Şahmaran, gözleri kilometrelerce uzağı görebilen, olağanüstü niteliklere sahip bir varlık olarak tanımlanmış. Hikayeye göre, Atabey adında genç bir adam, arkadaşlarıyla birlikte Şahmaran tepe etrafında dolaşırken bir kuyuya düşer. Kuyuda yaşayan yılanlar, Atabey'i hemen alır ve kuyunun dibinde bulunan Şahmaran'a götürür.
Şahmaran, Atabey ile konuştuktan sonra onu öldürmesini emreder, ancak Atabeyin çekiciliğini hisseder ve cesur direnişini görünce onu affeder. Ancak, Atabeyi ebedi olarak kuyuda tutmayı kabul eder. Zaman içinde, Atabey kuyuda yaşamaktan sıkılır ve Şahmaran'dan serbest bırakılmasını ister. Şahmaran ise Atabeyi serbest bıraktığında insanların bu yeri bulacağını ve zarar verebileceğini düşünerek reddeder. Ancak Atabeyin güzelliğinin bozulduğunu ve yalvarışlarını gören Şahmaran, dayanamayıp onu serbest bırakmaya karar verir.
Atabey, kuyunun sırlarını ve burada gördüklerini kimseye söylememeye söz verir. Ancak o sırada dönemin padişahı amansız bir hastalığa yakalanır ve tek kurtuluş yolunun Şahmaran'ın etinden kaynatılan suyu içmek olduğu söylenir. Padişahın baş veziri, Şahmaran'ı bulmak için Atabeyi sorgular, ancak Atabey susar. Baş vezir, padişahın hastalığından kurtulmak için Şahmaran'ın yerini öğrenmek ister ve Atabey'e işkence yapar. Atabey, Şahmaran'ın bulunduğu yeri söylemez.
Baş vezir, padişahın hastalığından kurtulmak için Atabey'in Şahmaran'dan aldığı bilgiye ihtiyaç duyduğunu düşünerek onu sarayda bekletir. Ancak Atabey, içsel bir çatışma yaşar ve ölüp dirilerek, Şahmaran'ın etini getirir. Şahmaran, başı dik ve gururlu bir şekilde gelir, gözleri sadece Atabey'e kilitlenmiştir. Ancak Şahmaran, Atabey'e duyduğu aşk nedeniyle zayıfladığını kabul eder ve ona ihanet ettiğini söyler.
Şahmaran, kendi başının suyunun zehirli olduğunu ve bilginin kuyruğunda saklı olduğunu ifade eder. Atabey'den başka kimseye bakmaz ve Atabey'e olan aşkı nedeniyle onu serbest bırakmaya karar verir. İki ayrı kazan kaynar, zehir kazanı ve bilgi kazanı. Baş vezir, Şahmaran'ın sözlerini dinleyerek zehir kazanındaki suyu içer ve acı bir ölümle yıkılır. Atabey ise içtiği zehirle ölümü hisseder, ancak içindeki yangının söndüğünü hisseder. Şahmaran, onun ardından yoksul halk arasında bir lokman hekim olarak dolaşmaya başlar.