Eskişehir, tarih boyunca su kaynaklarına olan ihtiyacıyla tanınır. Şehir, kuruluşundan itibaren termal sularıyla ünlüdür. 20. yüzyılın başlarına kadar, yerel halk sıcak termal suyu testilerde soğutarak içmeye çalışırdı. Ancak bu yöntem, şehrin büyümesi ve nüfus artışıyla yetersiz hale gelmeye başladı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün İşareti
1930'lu yıllara kadar şehir nüfusu 15 bini geçmeyen Eskişehir, içme suyu ihtiyacını testilerde taşınan termal suyla karşılıyordu. Ancak bu durum bir gün Mustafa Kemal Atatürk'ün Eskişehir'e yaptığı bir ziyaret sırasında değişti. Atatürk, Eskişehir Garı'nda mola verdi ve bir bardak su istedi. Ancak sunulan termal suyun tadı ona uymadı. Bu olay, Eskişehir'in içme suyu sorununu çözme yolunda yeni bir dönemin başlangıcını işaret etti.
Kâmil Kaplanlı ve Kalabak Suyu
Dönemin Belediye Başkanı Kâmil Kaplanlı, Atatürk'ün talebi üzerine Eskişehir'in içme suyu sorununu çözme görevini üstlendi. Kaynak arayışları sonucunda Kalabak Suyu olarak bilinen bir memba suyu bulundu. Şehirde bu projenin finansmanı, tahıl ürünleri ve kesim hayvanları üzerinden alınan rüsumlarla ve şehrin zenginlerinin bağışlarıyla sağlandı.
Kalabak Suyu İsale Hattı
Kalabak Suyu, Türkmen Dağı'nın kuzey yamacında Kalabak Köyü yakınlarındaki kaynaklardan alındı. İnsan gücüyle, tamamen elle kazılan yaklaşık 45 kilometre uzunluğunda bir isale hattı inşa edildi. 1936 yılında, Kalabak Suyu, Eskişehir'e ulaştırılmak üzere 10 cm çapında pik döküm borularla taşındı. Ayrıca, Bademlik'te 500 ton kapasiteli bir su deposu inşa edildi. Şehirdeki farklı bölgelere su temini sağlamak için çeşmeler kuruldu. Ayrıca, 1970'lerde Akarbaşı semtinde de basit bir dağıtım istasyonu oluşturuldu.
Kalabak Suyu, Eskişehir'in içme suyu ihtiyacını yıllarca karşıladı ve şehrin büyümesine olanak sağladı. Bu projenin özverili çalışmaları, Eskişehir halkının su ihtiyacını karşılayan bir altyapı oluşturarak şehrin gelişimine katkı sağladı. Kalabak Suyu'nun hikayesi, şehrin su temini için gösterilen büyük çaba ve kararlılıkla özdeşleşmiştir.
Atatürk ve Kalabak Suyu'nun hikayesi
8 Haziran 1936, 6 Ocak 1937, 4 Haziran 1937 ve 20 Kasım 1937 tarihlerinde Atatürk, trenle Eskişehir'e ziyaretlerde bulunarak, hem garda hem de şehirde çeşitli görüşmeler gerçekleştirir. Atatürk'ün Eskişehir'e son ziyareti ise 21 Ocak 1938'de gerçekleşir. Bu ziyarette, kendisini karşılamaya gelenlerle garda yaklaşık üç saat boyunca sohbet eder. Bu sırada, daha önce Eskişehir'e kazandırdığı "Kalabak" suyunun adının "Atatürk Suyu" olarak değiştirilmesi teklif edildiğinde, Atatürk şu yanıtı verir: "Doğanın sunduğu bir lütufta sahiplenme iddiası veya talebinde asla bulunmadım."