Kaynarca Deresi'nin Gizemli Değneği: Tuna Kızı'nın Armağanı
Tuna'nın kıyısında, sürüsünü otlatan bir çoban, mor renkli bir koçun başkalarının tarlasına kaçtığını görür. Hayvanı geri döndürmek için seslenir, çağırır ama nafile. Çoban öfkesine yenik düşer ve elindeki, özenle işlediği değneği koça fırlatır. Değnek işini görür ve koç geri döner, fakat Tuna'nın sularına düşerek kaybolur.
Yıllar sonra göç eden çoban, kendini Türkiye'de, Kaynarca Deresi'nin yanında bulur. Bir kahvehanenin kapısında asılı duran bir değnek dikkatini çeker. Yaklaşır ve inanamaz gözleriyle bakar: Bu, yıllar önce Tuna'da kaybolan değneğidir!
Heyecanla değneği inceleyen çoban, burgulu ucundaki gizli bölmeyi açar. Orada, yıllar önce sakladığı altınları bulur. Çoban, bu değneğin bir mucize olduğunu ve Kaynarca Deresi'nin "Tuna Kızı" tarafından korunduğuna inanmaya başlar.
Yöre halkı da bu efsaneye inanır ve Kaynarca Deresi'ne saygıyla yaklaşır. Doğayla ve göç ettikleri topraklarla bağlarını simgeleyen bu dere, "Tuna Kızı"nın armağanı olarak görülür.