CHP'de mevcut belediye başkanlarının yeniden aday gösterilip gösterilmeyeceği konuşuluyor...
***
Büyükerşen aday gösterilmezse, yerine mevcut 2 başkandan birinin geleceği söyleniyor...
***
Mevcut iki başkandan biri büyükşehir adayı olursa, onun boşalttığı yere aday olabilecek bir-iki isimden bahsediliyor ki o isimleri hem kimse tanımıyor hem de o isimlerin kamuoyunda karşılığı bulunmuyor.
***
Bu da gösteriyor ki CHP'de yıllardır belediye başkanlığı yapabilecek nitelikte adam yetişmiyor.
Her şey üç belediye başkanı ve üçünün de en yakınında bulunan ama kamuoyunun tanımadığı 2-3 isim etrafında dönüp duruyor.
***
Ak Parti'de durum daha fena!
Partide düne kadar büyükşehir adaylığı için partili dahi olmayan Sanayi Odası Başkanı ile OSB Başkanının ismi geçiyordu.
Şimdi ise yine partili dahi olmayan, bir ay önce İYİ Parti'den istifa ederek AK Parti'ye geçen Nebi Hatipoğlu'nun ismi büyükşehir adaylığı için kesinleşmiş görünüyor.
***
Anlaşılan o ki AK Parti'de de yıllarca bir tane isim yetişmemiş.
Yıllarca siyaset yapanlar boşuna yapmış,bir türlü sivrilememiş.
Partide siyaset yapanlar yıllardır dışarıdan gelen ve gelecek olan adayların seçilmesi için siyaset yapmış.
***
Sonuç olarak;
Görünen o ki; her iki partide de birileri yıllardır başka birileri için var olmuş!
İçlerinden birileri de çıkıp “Bu davayı biz de taşıyoruz. Artık bizim zamanımız”dememiş, diyememiş!
***********
ESOGÜ'DE ADRESE TESLİM İLAN ŞÜPHESİ...
Osmangazi Üniversitesi, çeşitli fakültelerde görevlendirmek üzere Profesör, Doçent ve Doktor öğretim üyesi alım ilanına çıktı...
***
Çıkılan ilanda alınacak olan öğretim üyelerinin başvurularında aranacak nitelikler ve istenilen şartlar da sıralandı...
***
İşte bazı kadrolar için aranan nitelik ve şartların sanki birilerinin yaptığı çalışmalarla birebir örtüşüyor olması, beraberinde “Adrese teslim” şüphesini doğurmuş.
***
Öğretim üyesi alımı için çıkılan fakat adrese teslim şüphesi bulunan ilandaki aranan niteliklere sahip kişilerin yine üniversite camiasından olan kişilerin yakınlarında bulunuyor olması, bu şüpheleri daha da arttırmış.
***
Sonuç olarak;
Ortada üniversite tarafından öğretim üyelerini alımı için çıkılmış bir ilan var.
Kesinlikle tümünü kast etmiyoruz ama bu ilanın içinde de adrese teslim şüphesi olduğu konuşulan bir-iki öğretim üyesi olduğu iddiası var.
Umarız, kamuoyunda konuşulmaya başlayan bu konu ile ilgili üniversite yönetimi gerekli müdahaleyi yapar.
Ortada müdahalede bulunmayı gerektirecek bir durum yoksa ve her şey kuralına göre ve adil bir şekilde yapılmışsa mesele de yok.
Ancak, ortada dolaşan şüpheler ve iddialar doğruysa ve adrese teslim olduğu söylenen ilan gerçekten söylenilen adrese gidecekse, bu durum bu meselenin daha da büyüyeceğini gösterir.
Bizden söylemesi...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
SEN KENDİ DERDİNE YAN ARKADAŞ!
Seçime artık birkaç ay kalmış. Hala "Seçim ne olur?", "Belediyeleri kim kazanır" sorularının ardı arkası kesilmiyor.
***
Adam kendi geleceğini merak etmiyor ama kimin kazanacağı-kimin kaybedeceği konusunda adeta meraktan ölüyor.
***
Öyle tahmin falan da istemiyor bizden iyi mi?
Resmen seçimlerin kesin soncunu talep ediyor.
***
Kendisinin ve ailesinin geleceği ile ilgili endişeyi adeta 1 Nisan sonrasına bırakmış vaziyette.
Varsa yoksa “kim kazanacak? Kim kaybedecek?” sorusuyla yatıp kalkıyor.
***
Seçime aylar kala hala seçimin ne olacağı sorularına kilitlenenlere son olarak şunu söylemek isteriz:
Bak güzel kardeşim!
Seçim iki seçeneği olan bir sonuçtur…
Birileri kazanır, birileri kaybeder…
Seçimi kazananlar belediye başkanlığı koltuğuna oturur ve 5 yıl belediyesini idare eder.
Seçimi kaybedenlere ne mi olur?
Hadi hemen onu da söyleyelim de biraz rahatla!
Kaybeden, bir süre sonra ortadan kalkacak olan moral bozukluğundan başka bir zarar görmez.
Hepsi kötü olmayan eski yaşantısına kısa süre içinde adapte olur.
O yüzden bırak kazananın-kaybedenin ne olacağını…
***
Bak yukarıda anlattık "Kazananlar zaten belediye başkanı olacak. Kaybedenler de ya işlerine ya da evlerine dönecek.” Diye…
Sen onları niye bu denli ruh hastası olmuşçasına merak ediyorsun ki?
Sen kendinden haber ver!
Sen ne olacaksın? Seni nasıl bir hayat bekleyecek?
Bunu hiç düşündün mü?
Var mı bu konuda bir fikrin, bir endişen, bir korkun?
Yoksa da olmalı...
O yüzden sen kendine bak! Kendi derdine yan arkadaş!
