Seçimler kapıya dayandı.
Önümüzdeki süreçte milletvekili olmak isteyen birçok isim partilerinden aday adaylığı için müracaatta bulunacak.
Her ne kadar bazı isimleri tahmin etsek de kimlerin milletvekili aday adayı olacağını bilemiyoruz.
Fakat.
Kimlerin kesinlikle milletvekili aday adayı olmaması gerektiği konusunda bazı tavsiyelerimiz var.
***
Örneğin:
Özellikle seçim sonrası iktidara gelecek partinin milletvekili olacak isimler, bakanlığın kapısında yatıp şu yıllardır yapılmayan güney çevreyolunu yaptıramayacaksa, hiç aday adayı olmasın!
Keza…
Yıllardır bir türlü başlanmayan ya da tamamlanmayan ilçe yollarını yaptıramayacaksa hiç müracaat falan etmesin!
40 yıldır yapılmayan, Eskişehir’i limana bağlayacak demiryolu için Ankara’yı ayağa kaldıramayacak olanlar başvuruda dahi bulunmasın!
Şehrin menfaatleri için can siper hane çalışmayacaksa, şehrin markalarını koruma adına mücadele vermeyecek, veremeyecekse, adaylığın niyetine bile girmesin!
***
Kısacası…
Bu şehirden bu seçimde iktidar partisi milletvekili olacaklar, Eskişehir’in istek ve ihtiyaçlarıyla ilgili Ankara’ya baskı kurma yerine, Ankara’nın aldığı kararları Eskişehirlilere dayatacaklarsa, aday olmaya falan kalkmasın!
Artık söz mü, senet mi verirler bilemiyoruz ama bu şehrin taleplerini Ankara’dan kopara kopara alacak vekil olamayacaklarsa, kendi işlerine baksın!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
SALONDA GENÇ, SEHPAHALARIN ÜZERİNDE KALABAK SUYU YOK!
CHP Pazar toplantısı yaparak Eskişehir’de seçim startını verdiğini, toplantının yapıldığı salonun yarısının boş kaldığını yazdık dünkü yazımızda…
***
CHP’nin Eskişehir’de 2 milletvekili, 7 belediye başkanı, 45 meclis üyesi ve 600 delegesi olduğunu, salonda 150 CHP’linin bile olmadığını ifade ederek “Bırakın üyeleri, yukarıda sayılarını verdiğimiz partinin tüm seçilmişleri toplantıya gelse salon almayacak! Ama gelin görün ki salonun yarısı dolu, diğer yarısı boş!” tespitinde bulunduk.
***
Yazımızın sonunu da şu cümlelerle tamamladık “Demek ki CHP’de “Şimdi bu havada iktidara falan kim yürüyecek? İktidar gelecekse kendi ayaklarıyla bize gelsin” havası hakim!
Baktığınızda seçim startı veriliyor ama merak yok, ilgi yok, heyecan yok, salonda partinin seçilmişleri bile yok!”
***
Yazımızın ardından iki ayrı okurdan, bizim de gözden kaçırdığımız iki ayrı tespit geldi…
İlk okurumuz, Pazar toplantısının yapıldığı salonda çekilen fotoğrafı uzun uzun incelemiş.
“Oturanları tek tek inceledim. Salonda bulunan CHP’liler arasında genç yok.” dedi.
Ardından da “Eskişehir gibi bir şehirde, partililer arasında gençler yoksa sorunu burada aramak gerekiyor” diye de ekledi.
***
İkinci okur da salondaki fotoğrafları büyütmüş, iyice bakmış.
En önde, protokol sehpaları üzerindeki suların Kalabak suyu olmadığını söyledi önce…
Ardından da…
“Aman hoca görmesin!” dedi iyi mi?
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
İÇKİ SAHTE, ÖLÜM GERÇEK, KAZANAN BELLİ!
Malum şu sıralar vergi zamları çığ gibi.
Özellikle alkol ürünlerine gelen zamlar sahte içki tüketimine zorluyor.
Hal böyle olunca da sahte içkiden dolayı yaşanan ölümler her geçen gün artıyor.
***
Ülkeyi yöneten bir akşam kılık değiştirip, bir bara girer.
Tezgâhtara yaklaşır. Hafif içkili bir adamın yanına çöker.
Oradan buradan konuşurlarken sorar:
- Böyle her gün içmek için ne kadar kazanıyorsun?
Sarhoş:
- Günde 2 bin lira.
***
- Peki kemerleri biraz sıkalım diye ücretleri azaltıp, koşulları ağırlaştırsak, ne kadar kazanırsın?
Sarhoş:
- 4 bin lira.
***
- Peki biraz daha sıkarsak kemerleri?
- O zaman 5 bin liraya para demem!
***
Diktatör:
- Bu ne biçim iş. Köküne kadar sıkarsak?
- O zaman muhakkak 10 bin lira kazanırım!
Diktatör iyice şaşırıyor, adamın ne iş yaptığını da çok merak eder.
- Şeytan mısın, nesin? Ne iş yapıyorsun?
- Mezarcıyım!...
***
Sonuç: Ülkeyi ekonomik dar boğazdan kurtarma adına yönetenlerin çok sık başvurduğu politikalar, daima birilerini daha çok zengin ediyor değil mi?
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,