Sivrihisar'ın eski adı

M.Ö. 7. yüzyılda Frigler'in yerleşim yeri olarak kurulduğuna inanılan bu şehir, çevresindeki önemli şehirler olan Pessinus (Ballıhisar), Gordion ve Mideon'a komşu olmasına rağmen büyük bir gelişim gösteremedi. Antik dönemlerde "Palia" olarak adlandırılan şehir, Bizans döneminde ise "Justinianapolis" adını aldı. Bizans İmparatoru Justinian (M.S. 527-567), şehre adını vererek burayı Hristiyanlığın önemli bir merkezi haline getirdi.

Sivrihisar, M.S. 800'lerde dini açıdan önemli bir rol oynadı; önce piskoposluk, ardından metropolitlik görevlerini üstlendi. Bu döneme ait eserler hala ilçede bulunmaktadır. Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra, Türklerin egemenliği altına giren Sivrihisar, Orta Asya'dan gelen Türk boylarının uğrak noktası oldu. İlk yerleşen boylardan biri olan Salur Türkmenleri, şehre katkıda bulundu. Bu dönemde Kılıçlı mahallesi ve mescidi (1072), Akdoğan mescidi (1073) gibi önemli yapılar inşa edildi. Selçukluların Sivrihisar'a yerleşmesiyle birlikte, şehrin adı "Karahisar" olarak değiştirildi.

Sivrihisar, medrese kültürüyle de önemli bir merkez haline geldi. İlk medrese olan Selçukiye Medresesi'nin kurulmasıyla birlikte, şehirdeki medrese sayısı köylerle birlikte 33'e ulaştı. Bu dönemde kök boya, halı ve kilim dokuma sanatı gelişerek şehri bir sanayi merkezi haline getirdi. Ayrıca, demir işleme ve bakır işlemeciliği gibi zanaatlar da gelişti. Sivrihisar, dini ve sosyal açıdan büyük bir ilerleme kaydetti. Medrese mezunları, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde imparatorluğun çeşitli bölgelerine yayılarak dini ve sosyal hizmetlerde bulundu.

Şehir, tarih boyunca birçok önemli şahsiyeti de yetiştirdi. Yunus Emre, Şeyh Baba Yusuf, Nasreddin Hoca, Aziz Mahmut Hüdayi gibi büyük İslam alimleri ve düşünürleri Sivrihisar'da doğdu ve hizmet verdiler. Ayrıca, Candarlı Halil Paşa, Timurtaş Paşa, İsmet Çağlar Paşa gibi Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet sonrası önemli devlet adamları da Sivrihisar'dan çıktılar.

Sivrihisar, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1289 yılında sınırları içine alındı ve 1684 yılında resmi bir idari yapılanma olan kaza teşkilatı oluşturuldu. Daha sonra 1846 yılında Ankara'ya, 1912 yılında ise Eskişehir İline bağlandı. İlçe, 20 Eylül 1921'de düşman işgalinden kurtarıldı.

Coğrafi olarak, Sivrihisar düzlükleri bazen yüksek dağlar ve kayalıklarla kesilmekle birlikte genel olarak ovaya benzer. İlçenin en belirgin yükseklikleri Sivrihisar Dağları'dır. Bu dağların en yükseği Çal Dağı'dır. Diğer önemli doğal oluşumlar arasında Ara Yit Dağı, Boz Tepe, Büvelik Tepe ve Yediler Tepesi bulunur. İlçenin ana akarsuyu Sakarya Nehri'dir. Sakarya Nehri, Çifteler İlçesi'nden çıkarak Sivrihisar'ı 50 km'lik bir yay çizerek terk eder. Başka önemli akarsu bulunmamaktadır.

Ehliyet ve kimliklerde büyük değişim! Ehliyet ve kimliklerde büyük değişim!

İklim açısından Sivrihisar, karasal iklimin etkisi altındadır. Kış ayları soğuk ve kar yağışlı, yaz ayları ise sıcak ve kurak geçer.

Sivrihisar, tarih ve kültürün en güzel örneklerini sunan bir ilçedir. Zengin geçmişi ve yetiştirdiği büyük şahsiyetlerle adını duyuran Sivrihisar, hem tarih tutkunları hem de doğa severler için keşfedilmeyi bekleyen bir hazinedir.

Editör: Sakarya Gazetesi