80'li yılların sonlarına doğru, o dönem Anadolu Üniversitesi Rektörü olan Yılmaz Büyükerşen, Sıcaksular bölgesinde bir Hidroterapi Merkezi projesi gerçekleştirmek için harekete geçti.
***
Hidroterapi Merkezinin yapılacağı bölgede bulunan dükkanların bazıları yıkılmak üzere üniversite tarafından kamulaştırıldı.
Dükkanlarının kamulaştırılmasını istemeyen dükkan sahipleri ise, Konya Tabiat Varlıkları Kuruluna başvurup, binaları için “Tarihi” belgelerini alarak istimlak edilmesini engellediler.
***
Sonrasında yapılmak istenilen Hidroterapi Merkezine karşı başlatılan kampanya, o dönemin iktidar partisi siyasetçilerini de baskı altına aldı ve sonuç olarak projenin yapılması engellendi...
Proje engellenmeseydi, Eskişehir, Türkiye'nin belki de ilk Hidroterapi ve sağlık turizmine sahip şehri olacaktı.
Keza...
Komşu il olan Afyon, birkaç yıl sonra birbiri ardına kurduğu tesislerle ülkenin bu alanda en önemli kenti oldu...
***
Her neyse...
İşte bu yaptırılmayan proje için başta kamulaştırılan dükkanlar üniversiteye geçmiş oldu.
Üniversite de Hidroterapi Merkezi yapamayınca, kamulaştırdığı dükkanları içinde faaliyet gösteren esnafa kiralama yoluna gitti.
***
İşte o günden bu yana istimlak yoluyla Anadolu Üniversitesine geçen Sıcaksular ve çarşı bölgesindeki hatırı sayılır dükkan, içinde faaliyet gösteren esnaflara kiralanıyor.
***
Ancak...
Üniversite tarafından son iki yıldır, dükkanlarının kira ücretleri makulün ötesi ve anormal şekilde arttırılan bazı dükkan sahipleri pes ederken, diğerleri de pes etme noktasına gelmiş.
Esnafların bir kısmı, fahiş kira artışı nedeniyle yıllardır faaliyet gösterdikleri dükkanlarını kapatıp çıkmak zorunda kalırken, bir kısmı da yapılan kira artışını karşılayamayacağı için ne yazık ki kepenk indirme noktasına gelmiş.
***
Velhasıl; çarşıda mülk sahibi üniversite ile kiracısı olan esnaf arasında, kira artışı yüzünden yaşanan bir sıkıntı var.
Söylenenlere bakılırsa, üniversite belirlediği kira oranlarından geri adım atmadığı müddetçe bu sıkıntının pek çok kiracı esnafın sonunu getireceği ifade ediliyor.
Umarız böyle bir şey olmaz ve üniversite belirlediği ve kiracıları olan esnafların yüksek bulduğu bu kira oranlarını yeniden gözden geçirerek, makul bir seviyeye getirir...
AK PARTİLİLER NİÇİN MADENLERİN ÖNÜNDEN BİLE GEÇMİYOR?
Koza Altın tarafından Sarıcakaya Bilal Habeşi mahallesi sınırları içinde altın ve bakır madeni açmak istiyor.
Cengiz Holdinge ait ETİ Bakır A.Ş'nin de Alpagut Atalan bölgesinde bir altın ve bakır madeni var.
***
Her iki madenin bölgede tam anlamıyla yıkıma neden olacağı, bölgede suların ve toprağın zehirleyeceği, tarım alanlarını yok edeceği ve biyolojik çeşitliliği ortadan kaldıracağı endişesi var.
***
Bu endişeyi, aylardır TEMA'dan tutun da Baro'ya, Belediyelerden tutun da Mühendis Odalarına, Çevre Derneklerinden Sivil Toplum Kuruluşlarına ve değişik siyasi görüşe sahip partilere kadar toplumun çok büyük bir kesimi sürekli dile getiriyor.
***
Bu madenlerin açılmasını onaylamayan hemen herkes, “Sakarya Vadisi yok olmasın” diyor.
Bir tek AK Parti'den söz konusu madenlerle ilgili olumlu ya da olumsuz bir ses çıkmıyor.
***
Eski Enerji bakanı olan Eskişehir milletvekili Fatih Dönmez bu konuya hiç girmiyor.
Milletvekili Ayşen Gürcan da ona keza madenlerle ilgili ağzını açmıyor.
Nebi Hatipoğlu ise seçim öncesi “Halkın zararına bir şey yapılmaz herhalde” falan diye yuvarlak bir cevap vermişti, sonra o da pek bu konunun önünden geçmedi.
İl başkanı Gürhan Albayrak, ÇED toplantılarında CHP milletvekillerini provokatörlük yapmakla suçladı da madenlerle ilgili tek kelime etmedi.
***
Gelelim madenlerin açılacağı ilçelerin AK Partili belediye başkanlarına...
Mihalgazi belediye başkanı Zeynep Güneş bu güne kadar bu konuda bir defa konuştu, o konuşmada da “Ben ne madenin açılması tarafındayım ne de açılmaması tarafındayım.” diyerek, kimsenin nerede durduğunu anlamadığı bir şeyler söylemekle yetindi.
Sarıcakaya belediye başkanı Ahmet Dönmez'in ise bugüne kadar sesi dahi çıkmadı.
***
Sonuç olarak;
Mihalgazi ve Sarıcakaya'da altın madenleri açılmak isteniyor, kamuoyunun büyük bir kesimi bu madenleri istemiyor, sadece AK Partililer suskun.
Korku yüzünden bazen, bazı olayları onaylamak da, tepki göstermek de susarak olur ya...
AK Partili aktörler artık, açılmak istenen madenleri onayladıkları için mi yoksa onaylamadıkları için mi susuyorlar, varın buna da siz karar verin?
AK PARTİ İÇİNDE DE ELEŞTİRİLER AZ DEĞİL HANİ...,
İYİ ve Gelecek Partisinden istifa ederek AK Parti'ye katılan milletvekillerinin rozetleri takılır takılmaz AK Parti'nin MYK ve MKYK'sında yer almaları gündemde.
***
İstifa ederek AK Parti'ye gelen bu vekillerin MYK ve MKYK'ya ihtiyaç olduğu için değil, diğer gelecek olan milletvekillerine “AK Parti'ye gelirseniz el üstünde tutulursunuz” mesajını vermek için bu kurullara alındığı söyleniyor.
***
Ancak.
Bu vekillerin AK Parti'ye gelmesinin de, gelir gelmez AK Parti'nin en üst organlarında yer almasının da parti içinde hoş karşılanmadığı ortada.
***
Zira...
Hangi AK Partili ile konuşsam, “Bizi bu güne kadar her fırsatta eleştirip, ağır itamlarda bbulunan bu insanların partimizde ne işi var?” diyor.
***
Görünen o ki, AK Partiye katılan milletvekilleri, AK Parti içinde de en az muhalefet partilerinin eleştirdiği kadar eleştiriliyor.