Eline, beline, diline sahip çık!
Eline sahip ol... Hırsızlık yapma. Diline sahip ol... Kötü söz söyleme. Beline sahip
ol... Zina yapma.
Genel anlamda bu şekilde kabullenilmiş ve yaygın olarak kullanılmış bir Hoca
Bektaş-i Veli sözü olarak literatüre geçmiş bir sözdür. Ancak gerçek anlamda Hoca
Bektaşi Veli bu sözden, yukarda verdiğimiz “Eline, beline, diline sahip çık” anlamı
kast etmemiştir.
Hoca Bektaş-i Veli’nin bu sözleri günümüzde kullanıldığı anlama geliyor olsa da,
aslında bu söz daha başka bir mesaj içeriyor. Bektaşı Veli Anadolu Türkmenlerine o
dönem şartlarını göz önüne aldığımızda derin bir mesaj içeriyor. O Türk Milletine
seslenirken: “Eline sahip çık” ifadesindeki el ‘İl’dir. Yani yurt, vatandır.
“Eline sahip çık” derken. “İline, vatanına sahip çık demiştir.”
“Beline sahip çık” ifadesindeki “Bel; toprak” tır. Toprak Türk milleti için
kutsaldır.
“Diline sahip çık” ifadesindeki “dil”, ağzımızın içindeki organ değil,
konuştuğumuz dildir. Yani lisanımız, Türkçe dilimizdir.
Beline derken: Toprağına yani Vatanına sahip çık deniyor. Toprak bellenirse yani
işlenirse ürün verir. İşini, toprağını boş bırakma, uğraşından geri kalma, toprağını
işle, üretim yap toprağına sahip çık diyoruz ama senelerdir bu topraklara ne düğü
belirsiz tohumlar ekilerek ata tohumlarımız yok edildi. Yanlış tarım politikaları
devam ettirilerek gıda da dışa bağımlılığımız arttırıldı.
Bize; ibadet dilimiz Arapça dendi sesimiz çıkmadı. Eğitim diliniz de İngilizce’ye
ağırlık verin dendi kabul gördü. Ticarette Türkçe tabela yerine İngilizce tabela
okumakla gururlandık.