TV'ni yaygın izlenen kanallarında 4-5 mafya dizisi var.
Bu diziler çocukların da ayakta olduğu prime time 20.00 ile 22.00 saatleri arasında yayınlanıyor.
Bu durumdan RTÜK başta olmak üzere kimse rahatsız olmuyor.
Hergün yüzlerce kurşun sıkıyorlar, bombalar patlıyor, onlarca insanı öldürüyorlar...
Ama; onca olaya rağmen bir tek polis görünmüyor.
Hiç biri yargı önüne çıkarılmıyor.
****
Diyeceksiniz ki; bunlar gerçek değil, alt tarafı dizi film.
Biz unutankan bir toplumuz.
80'li yıllarda kurtarılmış mahalleler vardı.
Yakın geçmişimizde kurtarılmış bölgeler.
Peki; bu özenti nedir?
Yoksa o karanlık günleri mi özlüyoruz?
****
Sonra haberlere dönüyoruz.
Bazı insanlar sokakta kaba güç kullanarak kendi adaletini arıyor.
İnsanlar evlerinin önünde darp ediliyor.
Vuruluyor yaralanıyor.
Geçmişte bu tür olumuşlar yüzünden kaybettiğimiz değerler var.
Asker, polis, gazeteci, siyasetçi.
Katlediler.
****
Çocuklar ve gençler bu dizileri izleyerek büyüyor.
Buradaki her haltı yiyip, elini koluna sallaya sallaya gezen, racon kesip gözünü kırpmadan adam öldüren, mafya tiplerine özeniyor.
Yasalarımıza göre suçu ve suçluyu övmek suç...
Ama; kimsenin kılı kıpırdamıyor.

****

YÖNETİCİLİK DENEYİMİ... 
Başkan Mustafa Akgören tribünlerden gelen bir isim.
Bu nedenle taraftar gibi düşünmesi normal.
Akgören; Halil Ünal ve Mesut Hoşcan dönemlerinde yönetim kurulu üyesiydi.
Mustafa Akgören yöneticilik deneyimlerini bu iki ismin yanında edindi.
Ünal ve Hoşcan başkanlığı döneminde en fazla futbolcu transferi yapan isimler.
Bugün hala o dönemlerden kalan futbolculara olan borçları ödüyoruz.
Transfer şampiyonu bu iki başkanın alt yapılara bakış açısı, Eskişehirli teknik adamlara uzak dururken teknik adam seçimlerindeki başarısızlıkları ortada.
En güçlü altyapıların olduğu dönemlerde, Eskişehirspor alt yapısı ne yazık ki; Eskişehirspor'a değil, Bozüyük; Bilecik ve Tavşanlı Linyitspor'un hizmetine verildi.
Bu dönemlerde pek çok genç futbolcu kaybolup gitti.
Umarım; bu dönem o genç yetenekler kaybedilmez.