Yunan mitolojisine göre şehrin adı, Gök Tanrısı Uranus’un oğlu Adanus'tan gelmektedir. Toros Dağları'ndan doğan ve geniş kıvrımlar yaparak Akdeniz'e dökülen Seyhan Nehri'nin kıyısında yer alan Adana, insanoğlunun yerleşik hayata geçtiği Neolitik Dönem'e ait olan Tepebağ Höyüğü gibi tarihi kalıntılarla doludur. Bu höyük, dünyanın en eski yerleşim birimlerinden biri olarak M.Ö. 6000'lere kadar uzanan bir geçmişe sahiptir.

Adana'nın tarihi: Çeşitli medeniyetlere ev sahibi

Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Adana, M.Ö. 1350'lerde Hitit Federasyonu'na dahil olmuş, ardından Asurluların, İranlıların, Büyük İskender'in ve Selefkilerin egemenliğine girmiştir. M.S. 1. yüzyılda Roma Devleti'nin hakimiyetine geçen şehir, ünlü hatip Cicero'nun eyalet valisi olarak görev yaptığı dönemde Doğu Roma'nın en büyük ticaret merkezi haline gelmiştir.

Zamanla, Adana farklı medeniyetlerin egemenliğine girmiş; Sasanilerin, Bizanslıların, Abbasilerin, Selçukluların ve Memlûkluların elinde geçmiştir. Ancak, 14. yüzyılda tamamen Türklerin hakimiyetine girmiştir.

Bugün Adana, zengin tarihi mirası, doğal güzellikleri ve lezzetli mutfağıyla bilinen bir şehirdir. Antik dönemden günümüze uzanan bu zengin tarih, şehri ziyaret edenler için büyülü bir atmosfer sunar. Adana, kültürel çeşitliliği, tarihî önemi ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunar.

Türk Memlûk Devleti döneminde, Orta Asya’dan Çukurova’ya göç eden Türkler, bu verimli ve sulak topraklar üzerinde yeni bir medeniyetin temellerini atmışlardır. Pyramos Nehri'nin adı Ceyhan, Sarus Nehri'nin adı ise Seyhan olarak değiştirilmiştir.

Adana’da 1352 yılında kurulan Ramazanoğlu Beyliği, 1517 yılına kadar varlığını sürdürmüştür. Bu tarihte, Mısır seferine çıkan Yavuz Sultan Selim, Adana’yı Osmanlı İmparatorluğu'na bağlamıştır. Daha sonraki dönemlerde, Kanuni Sultan Süleyman'ın doğu seferine (1535), IV. Murat'ın Bağdat Seferi'ne (1638) ve Osmanlı Devleti'ne başkaldıran Mısır Valisi İbrahim Paşa'nın liderliğindeki ordunun Adana'da konaklamasına ev sahipliği yapmıştır.

Kuruyemişleri suda bekletip tüketmenin şaşırtıcı faydaları! Kuruyemişleri suda bekletip tüketmenin şaşırtıcı faydaları!

I. Dünya Savaşı'nın sona erdiği 1918 yılında Türk milleti için yeni bir mücadele dönemi başlamıştır. 31 Ekim 1918’de Alman Mareşali Liman Von Sanders'den Yıldırım Orduları Komutanlığı'nı devralan Mustafa Kemal, Adana'ya gelerek, "Savaş, müttefikler için sona ermiş olabilir; ancak bizim için savaş, kendi istikbalimizin savaşı, ve ancak şimdi başlıyor." diyerek, Adana'da Kurtuluş Savaşı'nın ilk işaretini vermiştir.

Bu dönemde düşman kuvvetleri Adana ve çevresini işgal etmeye başlamıştır. Hedefleri, Avrupa devletlerine destek veren bir Ermeni devleti kurmaktır. 1918-1919 yıllarında, işgalciler, Adana'da zulüm ve işkence uygulamışlardır. Ancak, Adanalılar bu baskılara karşı direnmiş ve örgütlenerek "Kilikya Milli Kuvvetler Teşkilatı"nı kurmuşlardır.

5 Ağustos 1920’de Mustafa Kemal, Fevzi Bey (Çakmak) ve milletvekilleri Pozantı'ya gelerek burayı il merkezi haline getirmişler ve Pozantı Kongresi'ni düzenlemişlerdir. Bu kongre, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi için önemli bir adımdır ve milli direnişin simgelerinden biridir.

1920 yılının Kasım ayında, Fransızlar büyük bir yenilgiye uğrayarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'ni resmen tanımak zorunda kaldılar. Bu tarihten önce, 20 Ekim 1921'de Türk heyetiyle Fransızlar arasında "Ankara Antlaşması" imzalandı. Bu antlaşma gereği, 5 Ocak 1922'de Fransızlar, Çukurova'dan tamamen çekilmek zorunda kaldılar. Bu önemli olayın ardından il merkezi tekrar Adana'ya taşındı.

Adana, Seyhan Nehri'nin kolayca geçilebilen bir bölgesinde kurulmuştur. Çukurova'da yapılan arkeolojik ve etnografik araştırmalar, bölgenin binlerce yıllık bir tarih ve kültüre sahip olduğunu göstermektedir. M.Ö. 1650 yılında yazılmış bir Hitit kaya yazısında, Adana (Çukurova) havalisinden Uru Adania, yani Adana beldesinden bahsedilmektedir. Adana, uzun, renkli ve ilginç bir geçmişe sahip olup, tarih ve doğanın iç içe geçtiği bir bölgedir.

Türk milletinin bağımsızlık mücadelesiyle yazılan bu destan, Adana'nın tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak yer alır. Bu olaylar, Adana'nın kültürel ve tarihsel zenginliğini daha da derinleştirmiş, şehri Türkiye'nin önemli bir merkezi haline getirmiştir. Adana, doğal güzellikleriyle, tarihî zenginlikleriyle ve sıcakkanlı insanlarıyla ünlü bir şehir olarak Türkiye'nin gözbebeklerinden biridir.

Editör: Sakarya Gazetesi