Avcı yaptığı açıklamada, "Ailenin korunması" söyleminin ardında gerçek sorunların gizlendiğini belirterek, "Türkiye’de aileler geçim sıkıntısı nedeniyle dağılma noktasındayken, bir sendikanın İstanbul Sözleşmesi’ne dönüş veya kadın cinayetlerine karşı mücadele yerine anayasa değişikliği peşinde koşmasını kabul edemeyiz" dedi. Aile içi şiddet, çocuk istismarı ve tarikatların etkisine dikkat çeken Avcı, "Gerçekten aileyi korumak istiyorlarsa, bu konularda somut adım atmalılar" ifadelerini kullandı.
"Kılık Kıyafet Özgürlüğü Anayasa'ya Aykırı"
Memur-Sen'in "inanca dayalı kıyafet özgürlüğü" talebini eleştiren Avcı, Anayasa’nın 174. maddesine atıfta bulunarak, "İbadet yerleri dışında dini kıyafet giyilmesi, devrim yasalarıyla koruma altındadır. Bu talep, laikliği dinamitlemeye yönelik gerici bir adımdır" şeklinde konuştu. Avcı, "Sarıklı öğretmenler, peçeli memurlar mı istiyorlar? Bu, Cumhuriyet’in kazanımlarına meydan okumaktır" diyerek tepkisini dile getirdi.
"Cumhuriyet Savcılarını Göreve Çağırıyoruz"
ADD Eskişehir Şubesi, yaptığı yazılı açıklamada kampanyanın "Anayasa’ya açıkça aykırı" olduğunu vurgulayarak, Cumhuriyet savcılarına soruşturma çağrısı yaptı. Avcı, "Laik, demokratik hukuk devletini ve Atatürk ilkelerini korumak için mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
Memur-Sen'den Yanıt Bekleniyor
Memur-Sen tarafından kampanyanın içeriği veya ADD’nin eleştirilerine yönelik henüz bir açıklama yapılmazken, tartışma siyasi ve toplumsal çevrelerde yankı buldu. Kampanyanın 2025’te gerçekleşecek olması ise dikkat çeken bir diğer detay olarak öne çıktı.