Şehrin adı ve ne zaman kurulduğu konusundaki bilgiler kesin olmamakla birlikte, farklı kaynaklarda farklı şekillerde geçmiştir. Ortaçağ Ermeni kaynaklarında "Payberd," Bizans kaynaklarında "Payper," "Baberd," "Paypert," XIII. yüzyılda Marco Polo'nun seyahatnamesinde "Paipurth," "Baiburt," Arap kaynaklarında "Bâbirt," ve Akkoyunlu tarihinden bahseden eserlerde "Pâpîrt" şeklinde geçmiştir. Bu ismin son hecesi olan "Berd," "yüksek kale" anlamına gelirken, ilk hecesine anlam vermek mümkün değildir.
Bayburt: Evliya Çelebi
1647 yılında şehri ziyaret eden Evliya Çelebi ise Bayburt adını, "Bay" kelimesinin zengin anlamını ve "yurt" kelimesini kullanarak açıklar. Osmanlı dönemine ait kaynaklar ise ismi günümüzde kullanılan şekilde, yani "Bayburt" olarak kaydederler.
Bayburt şehrinin köklü tarihi hakkındaki bilgileri dikkatlice inceledim. Bayburt'un tarihi gerçekten zengin ve çok eski bir geçmişe dayanmaktadır. İşte Bayburt'un tarihine dair verdiğiniz önemli bilgiler:
Bayburt şehri M.Ö. 3000'lere kadar uzanan tarihiyle oldukça eski bir şehirdir. Şehir, ilk olarak Azziler tarafından kurulmuştur. M.Ö. 770-665 yılları arasında Kimmer ve İskitlerin akınına uğramış, ardından İskitlerin (Saka Türkleri) hakimiyetine girmiştir. Bu dönemde Bayburt, 2500 yıllık Türk şehri olmuştur. Daha sonra bölge sırasıyla Haldi'ler, Med'ler ve Pers'lerin hakimiyetine girmiştir.
M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren Pontus Krallığına bağlanan Bayburt, M.Ö. 40 yıllarında Roma hakimiyetine girmiştir. Bayburt ve çevresi, Türklerin Anadolu'daki ilk yerleşim bölgelerinden biri olmuştur. Ancak, kesin Türk hâkimiyeti Malazgirt Zaferi'nden sonra gerçekleşmiştir. Şehir, 1072'den 1202'ye kadar bazen Erzurum yöresinde hüküm süren Saltuklular'ın, bazen de Danışmendiler'in hakimiyetinde kalmıştır. Bayburt'un asıl gelişimi, Süleyman Şah'ın kardeşi Erzurum Meliki Mugîsüddin Tuğrul Şah ve oğlu Cihan Şah döneminde olmuştur. Bayburt, Anadolu Selçuklu Devleti'nin merkezi olan Konya'ya bağlanmıştır. 1243 Kösedağ Savaşı'nın ardından Moğolların Anadolu'yu istilası sırasında şehir, yapılan antlaşma gereği Selçuklu idaresinde kalmıştır. Bu dönemi gösteren bir kanıt olarak, 1291'de II. Gıyâseddin Mesud adına burada para basılmıştır.
Bu değerli tarihi bilgiler, Bayburt'un uzun ve zengin tarihini daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır.
Bayburt, İlhanlılar döneminde büyük bir gelişme göstermiş ve Ceneviz ve Venedik kervanlarının uğrak noktası haline gelmiştir. Moğolistan'a seyahat ederken bu şehri ziyaret eden Marco Polo, burada zengin gümüş madenlerinin bulunduğunu belirtmiştir. Bayburt'ta Mahmudiye ve Yakudiye medreseleri kurulmuş, Mevlevilik tarikatı gelişmiş, ayrıca Ahilik teşkilatı da oldukça yaygın hale gelmiştir. Uzun bir süre Akkoyunluların hakimiyetinde kalan Bayburt ve çevresi, 1501'de Safevîler tarafından ele geçirilmiştir. Daha sonra Osmanlı kuvvetleri, Şah İsmail'in emirlerinden Kara Maksut-i Sultan tarafından savunulan Bayburt'u almışlardır (Ekim 1514).
Bayburt, Erzincan ile birlikte Trabzon Beyi Bıyıklı Mehmet Paşa'ya verilmiş ve bir sancak merkezi olarak kullanılmıştır. Osmanlı yönetimi altında Bayburt, doğu sınırına yakın stratejik bir kale şehir olarak önemini korumuştur. Kanûnî Sultan Süleyman'ın İran seferi sırasında daha da önem kazanan Bayburt Kalesi, 1541'de ciddi bir tamirat görmüştür. Ancak, 1553'te Şah Tahmasb'ın saldırılarına maruz kalan şehir, XIX. yüzyıla kadar önemli bir olaya tanıklık etmemiştir.
1828-1829 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Rus birlikleri tarafından işgal edilen Bayburt, 1878 ve 1916 yıllarında Ruslar tarafından tekrar işgal edilmiş ve bu dönemde büyük ölçüde tahrip olmuştur.
Bayburt, 1927 yılına kadar Erzurum'a bağlı bir ilçe olarak kalmış, ancak bu tarihten itibaren Gümüşhane'ye bağlanmıştır. Son olarak, 21 Haziran 1989 tarihinde 3578 sayılı yasa ile il statüsüne yükseltilmiştir. Bu süreç, Bayburt'un tarihindeki önemli dönemlerden birini oluşturur.