Mihal Bey Hanı, aynı zamanda Vezirhan, Mahan, Taşhan, Katırhan, Nallıhan, ve Çayırhan gibi hanlarla bir zincir oluşturarak Gölpazarı-Ankara güzergahında seyahat eden kervanların ihtiyaçlarına cevap vermiştir.
Dikdörtgen yapı
Mihal Bey Hanı, iri taş kalıplar kullanılarak inşa edilmiş, kalın duvarlı dikdörtgen bir yapıdır. Doğu-Batı doğrultusunda uzanan dikdörtgen planı, dört bölümden oluşmaktadır. Hanın girişi batı cephesindedir ve girişten sonraki bölümler beşik tonozlarla örtülüdür. Bu mekânlar, sivri takviye kemerleri ile birbirine bağlanmıştır. Kuzey duvarlarında açıklık bulunmazken, her bölümün güney duvarında dikdörtgen pencereler bulunur, bu pencereler sayesinde iç mekânlara doğal ışık sağlanmıştır. Beden duvarları, bir sıra tuğla, bir sıra kesme taş ve aralara dikine yerleştirilen tuğlalarla örülmüştür. Süsleme öğeleri minimaldir.
Hanın kapı üstündeki kitabe, binanın yapımını 1415 Miladi yılında başlatan ve 1418'de tamamlayan Mihal Bey'in hayırseverliğini belirtir. Kitabede şu ifadeler yer alır: "Bu mübarek binanın yapımı, hayırsever Mihal Bey tarafından 818 Hicri/1415 Miladi yılında başlanmış ve 812 Hicri/1418 Miladi yılında tamamlanmıştır."
Tarihi doku
Mihal Bey Hanı, sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda tarihî bir dokuya sahip olmasıyla da dikkat çeker. Gölpazarı-Ankara istikametindeki bu kervansaray zinciri, geçmişin izlerini taşıyan birer anıt niteliğindedir, ziyaretçilere Osmanlı döneminin ticaret ve kültür atmosferini yeniden yaşatmaktadır. Bu tarihî yapılar, geçmişin anılarını koruyarak günümüze taşıyan önemli miraslardır.