Sezer Yıldız, "Emek verdiğimiz, sağlık ve sosyal hizmeti sunduğumuz işyerlerimiz önünde defalarca bir araya geldik. Emeğimizin, alın terimizin karşılığını alabilmek için, sendika hakkımız için, pandemide uğradığımız ayrımcılığa karşı, sağlıkta şiddetin önlenmesi için ve daha sayamadığımız birçok konuda yetkililere seslendik." ifadelerini kullandı.
Taleplerimizi dile getirdik.
Sözlerine devam eden Yıldız, "İşyerlerimizde yürürlükte olan Toplu iş sözleşmesi ise işkolumuzun sorunlarıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sağlık ve sosyal hizmet işçilerinin taleplerine karşılık vermeyen, büyük ölçüde Kamu Çerçeve Protokolü’nden ibarettir. Oysa Kamu Çerçeve Protokolü, 700 bin kamu işçisi için geçerli olan sadece bir çerçeve sözleşmedir. Oysa biz sağlık ve sosyal hizmet işçilerinin ihtiyacı işkolumuzun sorunlarına çözüm olacak, işkolumuzun gerçeklerine uygun bir sözleşmedir. Bütün kamu işçilerine aynı ücreti, çalışma koşullarını ve sosyal hakları reva gören sendikaların bize anlatacağı hiçbir söz yoktur. Bugün örneğin, bir vergi dairesinde temizlik işini yapan bir kardeşimiz ile hastanede bin bir zorlukla ve riskle karşı karşıya kalarak temizlik işini yapan kardeşimizin aynı toplu iş sözleşmesine tabi kılınması tam anlamıyla aklımızla dalga geçmektir." dedi.