Bugünkü adıyla ESERÖNÜ olarak bilinen mevkide bulunan kalıntılar, İnönü'nün tarihini Hititler dönemine kadar uzandığını göstermektedir. İnönü'nün ilk kurucuları olarak Hititlerin adı geçse de elimizde bu uygarlığa dair geniş bilgiler bulunmamaktadır. Ancak, M.Ö. 1200 tarihinde İstanbul Boğazı'nı aşarak Anadolu'ya giren ve Etileri yıkan Frigyalıların İnönü'yü kurdukları düşünülmektedir. Bu dönemde Gordiyon etrafında oluşturdukları medeniyet, zamanla İnönü'ye yayılmış ve günümüzde ESERÖNÜ olarak anılan bölgede yerleşim başlamıştır. Frigya dönemine ait taş anıtlar ve sütun başlıkları hala bu zengin geçmişi yansıtan kalıntılar arasında yer almaktadır.
İnönü'nün eski ismi
Roma İmparatorluğu'nun Anadolu'ya yayılması sürecinde de İnönü yeniden kurulmuş ve savunma amaçlı inşa edilmiştir. Roma döneminde, İnönü, diğer Roma yerleşimleri gibi güçlü savunma önlemleri almıştır. İlçenin ilk adı bazı kaynaklarda "BASİLİKA" olarak geçer; bu isim, İnönü'nün Bizans dönemiyle yakın ilişkisini göstermektedir. İnönü, uzun yıllar Doğu Roma İmparatorluğu'nun egemenliği altında kalmış, kale kalıntıları ve Bizans sarayına ait buluntular bu dönemi yansıtmaktadır.
Selçuklu döneminde ise İnönü, Kutalmışoğlu Süleyman Bey'in yönetimi altında Selçuklu topraklarına katılmıştır. Malazgirt Meydan Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya yayılan Türk Akıncıları, İnönü'ye ulaşarak bölgeyi Türk egemenliği altına almıştır. İlçe, Osmanlı Beyliği'nin kurucusu Osman Gazi tarafından fethedilmiş ve Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiştir. Osmanlı döneminde İnönü, tarih sahnesinde önemli zaferlere de tanıklık etmiştir.
I. İnönü Savaşı (09-10 Ocak 1921), Yunanlılara gözdağı verme operasyonu olarak gerçekleşmiş, ardından II. İnönü Muharebesi (31 Mart - 1 Nisan 1921) ile düşman büyük bir hezimete uğratılmıştır. Bu zaferler, İnönü halkının da katkılarıyla elde edilmiş ve bölgenin kahramanlık destanları arasına yazılmıştır.
İnönü, coğrafi konumuyla da dikkat çeker. Ege, Marmara ve İç Anadolu bölgelerinin kesişim noktasında yer alır ve Eskişehir, Bilecik ve Kütahya'ya yakın mesafededir. İlçe, doğal güzellikleriyle de öne çıkar; Bozüyük'e kadar uzanan verimli İnönü Ovası, tarih boyunca pek çok medeniyetin ilgisini çekmiştir. Ayrıca, Domaniç Dağı'nın kollarından doğan volkanik kökenli Göktepe ve Kuz Dağı'nın yamacında doğal mağaralar bulunur. Bu mağaralar, İnönü'nün doğal güzelliklerinden sadece birkaçıdır ve bölgeyi ziyaret edenleri cezbetmektedir.
İklim açısından bakıldığında, İnönü genellikle karasal iklimin etkisi altındadır. Soğuk ve yağışlı kışlar yaşanırken, yazlar sıcak ve kurak geçer. İlçenin rakımı yüksek olduğundan, kış aylarında don olayları sıkça görülür. Tarım faaliyetlerine oldukça uygun olan İnönü Ovası, çeşitli bitki örtüsüne sahiptir. Meşe ve çam ağaçları başta olmak üzere, gürgen, ardıç, kızılcık ve alıç gibi bitkiler bölgeye özgüdür.
Sonuç olarak, İnönü sadece tarih ve doğanın buluşma noktası değil, aynı zamanda Türk milletinin kahramanlık destanlarının yazıldığı bir coğrafyadır. Bu güzelliklerle dolu ilçeyi ziyaret edenler, hem tarihle iç içe geçmiş bir atmosferi soluyacaklar hem de doğanın eşsiz güzelliklerini keşfedeceklerdir.