Pergamon adıyla da bilinen bu antik şehir, bir tepe yerleşimi olarak, büyük ölçüde topografik zorunluluklardan kaynaklanan eşsiz bir kent düzenine sahiptir.

Eskişehir'de o üniversitede alışveriş şenliği! Eskişehir'de o üniversitede alışveriş şenliği!

Şehircilik anlayışı

Pergamon'un şehircilik anlayışı, doğal bir düzlüğün olmaması nedeniyle en erken evrelerinden itibaren arazi teraslaması yapma ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Yıllar içinde artan ihtiyaçlar sebebiyle azalan inşaat alanları, eski terasların yeni teraslar içerisinde eritilmesine neden olmuştur. Bu durum, şehrin en erken tarihine dair yeterli ipucu bulunamamasının temel sebeplerinden biridir.

Pergamon'da tespit edilen en eski yerleşim yerleri MÖ 7-6. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Şehir, başlangıçtan itibaren genel olarak iki ana kısımdan oluşan bir yapılar bütünüydü. Bunlar arasında, dağın en yüksek noktasında yer alan ve kendi surlarıyla çevrili olan Kale ile güneyde daha yumuşak ve meyilli yamaçta bulunan, sur duvarlarıyla çevrili bir aşağı kent bulunmaktaydı.

Konut alanları

Pergamon'un konut alanları, zaman içinde siyasal ve ekonomik koşullara bağlı olarak hem büyüklük hem de yayılma açısından çeşitli değişikliklere uğramıştır. Bergama, tarih boyunca pek çok medeniyetin etkisi altında kalmış olmasına rağmen, bu değişimlere direnç göstererek benzersiz bir kültürel miras oluşturmayı başarmıştır.

Kent surları

Pergamon'un kent surları, zirveye II. Eumenes döneminde ulaşan önemli bir gelişmeye sahiptir. Bu dönemin öne çıkan yapıları arasında, Galatlar'ın mağlup edilmesini anmak amacıyla inşa edilen Zeus Sunağı, Athena Tapınağı'nın propylonu ve çevreleyen stoalar, 200.000 kitaplık ünlü kütüphane, büyük saray ve kent surları bulunmaktadır. Bu dönemde, daha önce inşa edilen Athena Tapınağı ve antik çağın en dik tiyatrosu olan on bin kişilik yapı korunarak, kent çekirdeği etrafında yelpaze biçiminde açılan bir plan düzeni içinde gelişmiştir.

Yukarı şehir, genellikle kral aileleri, ileri gelenler, aydınlar ve komutanların ikamet ettiği bir merkezdi, bu nedenle resmi bir karaktere sahipti. Kentin orta kesiminde ise kuzeyden güneye Hera ve Demeter Kutsal alanları, Asklepios Tapınağı, Gymnasionlar ve kent çeşmesi bulunmaktaydı. Orta kentte, yönetimle doğrudan ilgisi olmayan yapılarla birlikte halkın rahatça giriş çıkış yapabildiği toplantı yerleri bulunmaktaydı. Aşağı kentte ise Aşağı Agora, orta ve yukarı şehre çıkan ana yolun iki yanında sıralanan dükkânlar ve halen kazı evi olarak kullanılan bir avlu, diğeri Attalos evi olarak bilinen peristylli evler bulunmaktaydı.

Yukarı şehirdeki agora, konumu ve işlevi bakımından yüksek ve sadece devlet işlerine ayrılmış bir alandı. Bu nedenle, II. Eumenes'in yönetiminin ilk yıllarında inşa edilen aşağı agora, kentin ticaret merkezi olarak önemli bir rol oynamaktaydı.

Yerleşim bölgesi

Kenti baştan başa geçen geniş ve düz rampalı yol, Eumenes kapısında başlar, aşağı şehirde birkaç zigzag ve orta kent yerleşim bölgesinde büyük bir kavis yaparak kent dağının güney yamacından yukarı şehre ulaşır. MS II. yüzyılda, İmparator Traianus ve Hadrianus döneminde Pergamon parlak bir dönem yaşamıştır. Kent, artık sur duvarlarının dışına taşarak ovaya doğru ızgara planlı bir yapılaşma ile genişlemiştir. Bu genişlemenin önemli bir örneği, Serapis Tapınağı'dır. Ayrıca, Roma tiyatrosu, amfitiyatro ve stadyum gibi yapılar da Roma dönemi kentine eklenmiştir.

Editör: Sakarya Gazetesi