İlk yerleşimin Erken Tunç Çağı'na dayandığı Kayseri'deki Kültepe bölgesi, Hatti medeniyetinin izlerini taşır. Kültepe, Asurlu tüccarların etkisiyle zengin bir ticaret merkezi haline gelmiştir. 1948 yılından beri Kültepe'de yapılan kazılarda, 20.000'in üzerinde çivi yazılı tablet bulunmuştur. Bu tabletler, ticari ilişkileri, antlaşmaları ve tarihi mektupları yansıtan değerli belgelerdir.

M.Ö. 280'de kurulan Kapadokya Krallığı, Mazaka'da başkentini kurmuş ve burası büyük bir metropol haline gelmiştir. M.S. 17'de Roma İmparatorluğu'na geçen bu şehrin ismi Kaisareia olarak değiştirilmiştir. Doğu Roma (Bizans) döneminde de önemini koruyan Kayseri, Arap akınlarına maruz kalmış ve sonunda Malazgirt Zaferi ile Türk egemenliğine girmiştir.

Danişmendliler ve Anadolu Selçukluları'nın ardından, Moğol-İlhanlı valilerinin yönetimine geçen şehir, Osmanlı döneminde de önemli bir konuma sahip olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun genişlemesiyle birlikte Kayseri, bu büyük imparatorluğun bir parçası haline gelmiştir.

Anadolu, doğu ile batı medeniyetleri arasında tarihsel bir köprü olma vazifesini taşıyor. Bu özelliği, Anadolu Medeniyetleri denilen derin ve zengin bir kültür mozaiğinin doğmasına olanak tanımıştır. Bu mozaik içerisinde Kayseri, tarih boyunca pek çok medeniyetin izlerini taşıyan ve onlara ev sahipliği yapan bir bölge olmuştur.

İlk yerleşim izlerini Kültepe Höyüğü'nde bulunan Kayseri, burada kurulan Kaniş şehriyle M.Ö. 2800'den Helenistik dönemlere kadar önemli bir merkez olmuştur. Kaniş'in yavaş yavaş önemini yitirmesi ile Erciyes'in eteklerindeki Mazaka ön plana çıkmıştır. Bu antik şehir, Tabal Devleti'nden, Frigler'e, Kimmerler'den Asurlular'a kadar birçok medeniyetin kontrolüne girmiştir.

Perslerin Anadolu'yu fethetmesi ile Mazaka da onların egemenliği altına girmiştir. Bu dönemde bölgeye gelen Đranlı nüfus, kendi kültürlerini bu topraklarda yayarak, Anadolu'nun kültürel dokusuna yeni bir renk katmıştır.

Roma İmparatorluğu döneminde, şehir surları inşa edilmiş, ancak bu surlara rağmen Pers Kralı Şapor'un saldırısına maruz kalmıştır. Hristiyanlık döneminde ise Kayseri, Büyük Busilius, Aziz Gregorius, Nuziandoslu Gregorius ve Nysalı Gregorius gibi önemli Hıristiyan din büyüklerine ev sahipliği yapmıştır.

Anadolu'nun kalbinde, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Kayseri, Türk hakimiyetine girişinin ardından baş döndürücü bir değişim yaşamıştır.

Türklerin Kayseri'ye Gelişi:

Kayseri, Orta Anadolu'ya yayılmaya başlayan Türklerin, Afşin Bey önderliğinde 1067'de ele geçirdiği önemli şehirlerden biriydi. Malazgirt Zaferi'yle Anadolu kapılarını Türklere açan Bizans, bu bölgeyi koruma yeteneğini yitirmişti. Türklerin bölgeye yerleşmesiyle, Kayseri'nin demografik yapısı değişmeye başladı. Müslüman Türkler, kısa süre içinde şehrin İslam kültürüyle tanışmasını sağladı.

Danişmendliler Dönemi:

Yılbaşı kokinaları raflarda Yılbaşı kokinaları raflarda

Alparslan’ın yeğeni olan Danişmendli Melik Ahmet, bu bölgede Danişmendliler Beyliği'ni kurarak, bölgenin Türkleşme sürecine öncülük etti. Bu süre zarfında, Kayseri birçok yapının inşasıyla dönüşmeye devam etti.

Moğol Hakimiyeti:

1243 Kösedağ Meydan Savaşı, Anadolu tarihi için bir dönüm noktasıdır. Selçuklu ordusunun Moğollar karşısındaki yenilgisiyle Anadolu, Moğol hakimiyetine girdi. Bu dönemde, Selçuklu Devleti'nin zayıflaması yeni beyliklerin doğmasına neden oldu.

Osmanlı Dönemi:

Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselişiyle, Kayseri ve çevresi Osmanlı topraklarına katıldı. Fatih Sultan Mehmet'in önderliğinde, 1474'te Gedik Ahmet Paşa'nın bu bölgeleri Osmanlı'ya kattığı bilinir. Bu dönemde Kayseri, Osmanlı idaresinin önemli bir merkezi haline geldi.

Kayseri, tarihin derinliklerinden gelen zengin bir mirasa ev sahipliği yapmaktadır. Anadolu'nun kalbinde, medeniyetlerin kucaklaştığı bu topraklar, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e kadar pek çok kritik dönemin tanığı olmuştur.

Osmanlı'nın Son Dönemleri ve Kayseri:

Birinci Dünya Savaşı sonrasında Mondros Mütarekesi ile yeni bir döneme giren Kayseri, ekonomik ve demografik açıdan büyük değişikliklerle karşı karşıya kaldı. Şehrin ekonomik hayatında büyük bir rol oynayan Ermeni topluluğunun 1915'teki tehciri, şehrin ekonomik yapısını derinden etkiledi. Ancak, savaşın bitiminden sonra, Ermeni nüfusu kısa bir süre için geri döndü.

Kurtuluş Savaşı'nda Kayseri:

Milli Mücadele'nin başlamasıyla, Kayseri'nin stratejik önemi daha da belirginleşti. Fransız işgali altında, Ermeni milis güçleri ile bölgesel çatışmalar yaşandı. Ancak, Kayseri halkının direnişi ve Milli Mücadele'nin kazanılmasıyla, şehir tekrar Türk hakimiyetine girdi.

Cumhuriyet Dönemi ve Kayseri'nin Dönüşümü:

Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte Kayseri, modern Türkiye'nin yükselişinde önemli bir rol oynamaya başladı. 1924 Anayasası ile vilayet statüsü kazanan şehir, ekonomik ve sosyal olarak hızla gelişti. Bugün, 16 ilçesi ve 406 köyüyle Kayseri, Türkiye'nin en önemli sanayi ve ticaret merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Kayseri’nin eski adı neydi?

Tarihi derinliklere uzanan Kayseri, Anadolu'nun en köklü şehirlerinden biri olarak kültür, sanat, bilim ve turizm alanlarında öne çıkar. Bu şehir, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve her çağda stratejik önemini sürdürmüştür. Başlangıçta Mazaka olarak adlandırılan şehir, Roma döneminde imparatorun onuruna Kaisareia ismini almıştır. Arapların bu ismi Kaysariya olarak telaffuz ettiği bilinmektedir. Anadolu'nun Türkler tarafından fethi sonrasında şehre verilen "Kayseriye" ismi, Cumhuriyet döneminin gelmesiyle birlikte "Kayseri"ye dönüşmüştür.

Kaynak: Haber Merkezi