Şehir, yerleşik şehir hayatının Prehistorik çağda başladığı Çatalhöyük gibi önemli yerleşim merkezlerine ev sahipliği yapmıştır. Çatalhöyük, Neolitik devirde yemek kültürünün başladığı, tarımın yapıldığı ve yerleşik hayata geçildiği bir merkez olarak bilinir.
Çumra Çatalhöyük, dünya çapında ilk kez yemek kültürünün başladığı, tarımın yapıldığı, ateşin kullanıldığı ve yerleşik hayata geçildiği bir merkez olarak tanınmaktadır. Alâaddin Tepesi de benzer şekilde Neolitik döneme ait izlere sahiptir. Şehrin merkezini oluşturan Alâaddin Tepesi, Neolitik dönem sonlarından itibaren düzenli olarak iskan görmüş bir höyüktür.
Konya, tarih boyunca Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Hititler'in Anadolu ve Suriye topraklarında kurduğu büyük imparatorluğun bir parçası olarak Konya, tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin etkisi altında kalmıştır.
M.S. 395'te Roma hakimiyeti altına giren Konya, İconium olarak adlandırılmıştır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ise kente Araplar'ın Kuniya adını verdiği bilinmektedir. Konya, tarihi boyunca adını koruyarak günümüze kadar gelmiştir.
Konya, neolitik çağdan günümüze kadar uzanan bir süreçte çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Kent, farklı toplumların üretim ve yapım teknikleri ile birçok sanat eserine ev sahipliği yapmıştır. M.Ö. 3500 tarihinde, Konya'da hiyeroglif yazının kullanıldığı ilk ev mimarisi ve kutsal yapı kalıntılarına rastlanmıştır. Ayrıca, Hıristiyanlık dönemine ait en eski Hıristiyan yerleşim yerleri ve kiliseleri de bu bölgede bulunmaktadır.
Günümüzde tükenme noktasına gelen bakırcılık, Selçuklular dönemine kadar uzanan bir geçmişe sahiptir ve ilk olarak Kapu Camii civarındaki atölyelerde başlamıştır. İslam'ın kabulüyle birlikte kitaba verilen önemin artmasıyla gelişen ebru sanatı ise XVIII., XIX. ve XX. yüzyıllara ait örnekleriyle Konya Yusuf Ağa Yazma Eser Kütüphanesi'nde bulunmaktadır. Konya, Çin sınırından Bizans topraklarına kadar uzanan Selçuklu Devleti'nin Anadolu'daki başkenti olmasıyla birlikte İpek Yolu üzerinde önemli bir konaklama ve ticaret merkezi olarak öne çıkmıştır. Aynı zamanda, İslam Medeniyeti'nin birçok eserine ev sahipliği yapmış ve birçok ilim adamı ile mutasavvıfın yetiştiği önemli bir merkezdir.
Konya, Anadolu'nun çeşitli medeniyetler tarafından etkilendiği tarihi süreçte birçok önemli dönemi yaşamıştır. Tarihsel gelişimini etkileyen medeniyetler şunlardır:
-M.Ö. 8. Yüzyıl: Hitit Medeniyeti
-M.Ö. 7. Yüzyıl: Frig ve Kimmerler Medeniyeti
-M.Ö. 6. Yüzyıl: Lidyalılar
-M.Ö. 5. Yüzyıl: Pers Medeniyeti
-M.Ö. 4. Yüzyıl: Makedonlar
-M.Ö. 1. Yüzyıl: Roma Medeniyeti
-M.S. 7. Yüzyıl: Sasaniler ve Müslüman Araplar
-1077-1307: Selçuklu Medeniyeti
-1307-1465: Karamanoğulları Beyliği
-1465-1923: Osmanlı Medeniyeti
-1923-: Cumhuriyet
1071 yılında yapılan Malazgirt Savaşı öncesinde Müslüman Türkler tarafından Anadolu'nun keşfi ve tanınması, Büyük Selçuklular tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu savaşın ardından Konya da dahil olmak üzere Anadolu'nun büyük bir kısmı Müslüman Türk şehirleri haline gelmiştir. Konya, Selçuklu Sultanı Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından fethedildikten sonra Anadolu Selçuklu Devleti'nin başkenti olmuş ve 1307 yılına kadar bu görevi sürdürmüştür.
Konya'nın tarihindeki önemli bir olay, II. Kılıçarslan'ın liderliğindeki Selçuklu ordusunun Bizans İmparatoru I. Manuel Komnenos'a karşı kazandığı Miryokefalon Savaşı'dır. Bu zafer, Anadolu'da Türk hakimiyetinin kabul edildiği bir dönemi işaret etmektedir. Konya, Anadolu Selçuklu Devleti'nin başkenti olmanın yanı sıra, önemli bir kültür merkezi haline gelmiş ve birçok alim, filozof, şair, mutasavvıf ve sanatkarın buluşma noktası olmuştur. Bu döneme "Konya'nın Altın Çağı" denilmektedir. Başta Bahaeddin Veled ve Mevlâna Celâleddin olmak üzere birçok önemli isim, Konya'da yaşamış ve eserlerini burada üretmiştir. Bu dönem, 13. yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir.
Özellikle Hz. Mevlâna'nın fikirleri ve felsefesi ile insanlığı aydınlatmış, Mesnevî ve Dîvân-ı Kebîr gibi önemli eserler bırakmıştır. Diğer bir önemli şahsiyet olan Nasreddin Hoca ise ilmî kimliği fazla öne çıkmamakla birlikte, güldüren ve düşündüren fıkraları ile Konya'nın kültür ve sosyal hayatının gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Selçuklular döneminde Konya'da açılan kütüphaneler, din, hukuk, tarih, edebiyat, felsefe, sanat, tıp ve kozmografya alanlarında büyük tarihî ve kültürel atılımlara öncülük etmiştir. Bu dönemde inşa edilen medrese, cami, kütüphane, türbe, çeşme, kale, han, hamam, çarşı, bedesten, köprü ve saraylar, şehre estetik bir görünüm kazandırmıştır.
1277 yılında Karamanoğulları tarafından ele geçirilen Konya, bu dönemde ilim ve kültür alanındaki gelişmelerine devam etmiş ve birçok bilgin ve mutasavvıf yetiştirmiştir. Karamanoğulları Beyliği'nin en büyük şehri olarak Konya'da inşa edilen tarihî ve kültürel eserler, bu dönemin izlerini taşımaktadır. Osmanlı padişahlarından II. Mehmet (Fatih) Karamanoğulları hâkimiyetine son vererek, Konya'yı bir Osmanlı şehri haline getirmiştir (1465).
Osmanlı döneminde Konya, ilim, kültür ve sanat hareketlerinin devam ettiği bir merkez olmuştur. II. Mehmet (Fatih), Yavuz Sultan Selim, Kanunî Sultan Süleyman ve II. Murad gibi Osmanlı padişahları, Konya'yı doğu ve güney seferlerinde uğrak yerleri olarak kullanmışlardır. Konya, bu dönemde birçok tarihî ve mimarî eser kazanmıştır.
Cumhuriyet döneminde ise Konya, hızla büyüyen ve gelişen bir şehir haline gelmiştir. Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı döneminden kalan tarihî eserlerle birlikte, modern yapılar ve eğitim kurumları da şehre eklenmiştir. Konya, bugün hem tarihi zenginlikleriyle hem de modern altyapısıyla önemli bir kültür ve turizm merkezi konumundadır.