Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerli ve milli imkanlarla üretilen Türk Donanması’nın TCG Anadolu’dan sonraki en büyük gemisi TCG Derya, TCG İstanbul, TCG Üsteğmen Arif Ekmekçi gemisi ve dünyanın ilk insansız deniz aracı Marlin Sida’nın Yalova’da teslim töreninde önemli mesajlar verdi.

Savunma alanında güçlü olmayan milletlerin istikballerine güvenle bakmasının mümkün olmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bulunduğumuz bölge, dünyadaki çatışmalar, siyasi krizlerin, çekişmelerin en yoğun olduğu coğrafyadır. Rusya Ukrayna savaşında, Gazze’deki katliamlara, Suriye’deki zulümden, Libya’daki krize kadar insanlığın gündemini meşgul eden her hadise hemen yanı başımızda vuku buluyor. Türkiye tüm bu gerilimlerin ve krizlerin ortasında ayaklarına yıllardır takılan çelmelere rağmen istikrar abidesi olarak adından söz ettiriyor. Sadece istikrar ve iç barışı korumakla kalmıyoruz. Aynı zamanda çatışmaların sona ermesi, bölgemizde huzurun hakim olması için gayret sarf ediyoruz. 2 yıl önce çatışmaların daha ilk aylarında iken Rusya ve Ukrayna arasında başlattığımız İstanbul sürecinin önemi bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Savaş lobilerinin sabote etmek için tüm imkanlarını seferber ettiği bu süreç başarılı olsaydı on binlerce insan hayatta kalacak, bu kadar yıkım yaşanmamış, bu kadar kan dökülmeyecekti. Ülkemizdeki kimi çevreler o gün bizi acımasızca eleştirenlerin bugün bize hak verdiğini görüyoruz. Emin olun benzer bir pişmanlık, Gazze’deki trajedi için de yaşanacaktır. Bugün bölgemize uçak gemilerini göndererek İsrail yönetimine sınırsız şartsız destek verenleri hepimiz ibretle takip ediyoruz. İsrail’in işlediği katliam ve zulümlere göz yumanlar yarın "keşke" demekten kurtulamayacak çok büyük nedamet yaşayacaklardır." dedi.

"Batılı ülkeler ve uluslararası insan hakları kuruluşları sınıfta kaldı"

"Çoğu çocuk kadın 25 bin masum Gazzeli’nin katli başta olmak üzere toplamda 100 bin kişinin canını yakanlar elbette bunların yakıcı sonuçlarıyla yüzleşeceklerdir." diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun uluslararası alandaki yansımalarına şimdiden şahit olmaya başladık. Açık konuşmak gerekirse en son kötü sınavlarını Gazze meselesinde veren batılı ülkelerin ve uluslararası güvenlik kurumlarının hiç bir inandırıcılığı kalmadı. Lafa gelince demokrasi havarilerini kimseye bırakmayanların faşist yüzleri ortaya çıktı. İnsan hakları konusunda sağa sola karne düzenleyenler tam 105 gündür vahşice öldürülen çocukları, bebekleri, kadınları görmedi. Zulmü engelleyecek tek bir adım dahi atmadı. Tıpkı daha önce Irak’ta, Bosna’da, Suriye’de, Yemen’de, Arakan’da, Somali’de Afanistan’da olduğu gibi küresel güvenliği sağlamakla görevli kurumlar sınıfta kaldı. Ciddi itibar kaybına uğradı. Günümüzün Führer’i Netahyahu’nun gözü kan bürümüş ekibi, Filistin halkına soykırıma varan barbarlıklarını izlemekle yetindi. Türkiye olarak tüm bu yaşananlar özelikle de bunların karşısında sesini en fazla yükselten, en güçlü tepkiyi veren ülkelerden birisi biziz. İnsani yardımlar noktasında da elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bunun arka planında savunma sanayi alanında son 21 yılda attığımız kararlı adımlar var. Geriye baktığımızda 2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken bugün aynı sayı 850’yi geçti. 2002 yılında savunma projelerimizin bütçe büyüklüğü 5,5 milyar dolar iken; bugün aynı rakam 16 kat artışla 90 milyar dolara ulaştı. Savunma sanayimiz 3500’ü aşkın firması ve 80 bini aşkın çalışanıyla Türk ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörlerden biri haline geldi" şeklinde konuştu.

Editör: Sakarya Gazetesi