Van topraklarında ilk devleti kuranlar Hurriler olup, M.Ö. 2000 yılında bölgede devlet kuran Hurrilerin devamı olan yerli kavimler, M.Ö. 900 yıllarında başkentleri Tuşba (Van) olan Urartu devletini kurmuşlardır.
Van: Mezopotamya'ya kadar uzanan tarihi
Urartular, M.Ö. 612 yılına kadar Van Bölgesi'nde güneyde yukarı Mezopotamya'ya kadar uzanan geniş topraklarda hüküm sürmüşlerdir. Kral Sarduri tarafından M.Ö. IX. Yüzyılda yaptırılan Van Kalesi, bu dönemin izlerini günümüze taşıyan önemli bir yapıdır.
M.Ö. VII. Yüzyıl başlarında Mezopotamya'dan Anadolu'ya akınlar düzenleyen Asurlular, Van Kalesi'ni ele geçirerek Urartuları zor durumda bırakmışlardır. Ancak Urartular, Tuşba yakınlarında Rusahinili (Toprakkale) şehrini kurarak varlıklarını sürdürmüşlerdir.
M.Ö. 612 yılında Anadolu'ya gelen Medler, büyük Urartu Kırallığı'na son vermiş ve bölgeyi ele geçirmişlerdir. Ancak yerleşik bir düzen kuramayan Med Krallığı, Persler'e yenilip yıkıldığında Van ve çevresi M.Ö. 332 yılına kadar Pers egemenliğinde kalmıştır. Ardından M.Ö. 129 yılına kadar Büyük İskender'in doğu seferinden sonra Makedonyalılar, M.Ö. 88 yılına kadar da Partlar bölgeye hakim olmuşlardır.
Tarihi süreç içerisinde Van ve çevresi, Romalılar ile Sasaniler arasında çatışma sebebi olmuş ve M.S. 395 yılına kadar Sasani, ardından Bizans egemenliğinde kalmıştır. Hz. Osman döneminde Müslüman orduları 644 yılında Van ve çevresini ele geçirerek, bu hakimiyeti Emevi ve Abbâsî devletleri tarafından sürdürmüşlerdir.
Van bölgesinde uzun süredir yaşayan Ermeni azınlığı, kısa bir süreliğine Van çevresinde bir krallık kurmuş ve İslam İmparatorluğu'na tabi olmuşlardır. Akdamar Kilisesi, bu döneme ait önemli bir Hristiyan sanat eseridir ve Kral Gagik tarafından 915-921 yılları arasında yaptırılmıştır.
1071 Malazgirt zaferiyle neticelenen keşif amaçlı yapılan seferler sonucunda Van ve çevresi Büyük Selçuklular'ın egemenliğine girmiştir. Bu süreçten sonra Eyyûbîler ve Karakoyunlular gibi çeşitli devletlerin hakimiyetine giren Van, tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaparak zengin bir kültür birikimine sahip olmuştur. Şehirde bulunan Ulu Cami, Karakoyunlu Yusuf tarafından 1230 yılında yaptırılmıştır ve tarih boyunca Van'ın kültürel zenginliğini simgeler.
Van, tarihi boyunca birçok medeniyetin izlerini taşıyan zengin bir kültür mirasına sahiptir. Kentin tarihine dair önemli dönemlerden biri, Osmanlı İmparatorluğu'nun Safevi Devleti'ni yendiği ve 1458 yılında Van'ı fethettiği dönemdir. Bu fetih, 1555 Amasya Antlaşması ile resmiyet kazanmıştır.
Van, Osmanlı hakimiyeti altında önemli bir gelişim göstermiş, öyle ki Osmanlı dönemine ait camiler, külliyeler ve eserler inşa edilmiştir. Bu dönemde Van Beyler Beyliği'ne atanan Hüsrev Paşa ve Kayaçelebizade Koçi Bey, kendi adlarını taşıyan önemli camileri şehre kazandırmışlardır.
XIX. yüzyılın ikinci yarısında Van'da ekonomik bakımdan güçlü olan Ermeniler, ihtilal cemiyetleri kurarak Ruslar'ın da desteğiyle silahlanmaya başlamışlardır. Bu dönemde 1915'te birçok kaza ve köyde katliamlara girişmişlerdir. 1915 yılında Van'ı işgal eden Ruslar, Ermenileri destekleyerek şehri ateşe vermiş ve Osmanlı halkı şehri terk etmek zorunda kalmıştır.
Ancak, 1918 yılında Van, büyük oranda nüfus kaybına uğradığından dolayı bugünkü yerinde yeniden kurulmuştur. Türk harekâtı sonucunda Ruslar ve Ermeniler, doğudaki aşiretlerin de desteğiyle Anadolu'dan çıkarılmış, Türk ordusu 2 Nisan 1918'de Van'a girerek şehri kurtarmıştır.
Van'ın kurtuluşu, 16 Mart 1921'de imzalanan Moskova Antlaşması ile pekişmiş, Ruslar Van ve Bitlis'e ait taleplerinden vazgeçmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla birlikte, 29 Ekim 1923'te Vilayet merkezi olan Van'da Devlet ve Belediye tarafından alt yapı çalışmaları başlatılmış, savaşta zarar gören şehir yeniden inşa edilmiştir.
Van: Eski adı
Van isminin kökeni konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde anlattığına göre Büyük İskender'in Van Kalesi'ndeki Vank adlı mabedden esinlenerek şehre bu adı verdiği rivayet edilir. Diğer bir rivayete göre ise şehri genişletip güzelleştiren bir şahsın adından dolayı şehre "Van" ismi verilmiştir. Akla en yatkın görüş ise Urartuca "Biane" veya "Viane" kelimesinden türemiş olabileceğidir, çünkü Urartular bu bölgeye "Biane" adını vermişlerdir ve bu isim altında birçok şehir ve insan topluluğu Van'da bir araya gelmiştir.