Kışın çamuru, yazın tozu eksik olmayan, Anadolu’nun bozkırında bulunan bir kenti adeta baştan yarattı. 25 yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı. Son yerel seçimlerde aday yapılmadı. O şimdi, başkanlık yaptığı belediyesinde danışmanlık görevini sürdürüyor…

4-36

Yılmaz Büyükerşen’den bahsediyoruz. Sakarya Gazetesi olarak kendisiyle özel bir röportaj gerçekleştirdik. Biz sorduk, Sayın Büyükerşen içtenlikle, dobra dobra cevap verdi… Röportajın fotoğraflarını muharimiz Melisa Ceritli çekti. 

Murat Sayin

SAKARYA: Hocam 25 yıl belediye başkanlığı yaptınız, çok önemli işler başardınız. Eskişehir’i adeta baştan yarattınız. Ve 4 ay önce başkanlığı bıraktınız. Bu nasıl bir duygu? Neler hissediyorsunuz?

 BÜYÜKERŞEN: Kendinizi uzayda boşlukta dolaşan bir meteor taşı gibi hissediyorsunuz. Ayrıca, ünlü bir türkünün dudaklarınızdan döküldüğünü fark ediyorsunuz;

“ Kah çıkarım gök yüzüne

Seyrederim Alemi,

Kah inerim yer yüzüne

Seyreder Alem beni…”

 

SAKARYA: Peki şimdi neler yapıyorsunuz, günleriniz nasıl geçiyor?

 BÜYÜKERŞEN: Şimdi, eşim Seyhan’ın söylediğine göre: Tv’lerdeki siyasi tartışmaları izlerken oturduğum koltukta uyuklamaya başlıyorum ve saat 01.00 veya 01.30’da yatakta uykuya devam ediyorum. Saat 03.00 sularında uyanıyor ve oturma odasına geçerek, o zamana kadar okunmamış ulusal gazeteler ile yerel gazeteleri ve çeşitli yayınları okumaya başlıyorum. Bu etkinliğim sabah ezanı okununcaya kadar, bazen de aklıma gelen veya takılan sorunlarla, - tabiri caiz ise - gün ağarıncaya kadar boğuşuyorum…

2-222

SAKARYA: Başkanlık günlerinizi özlüyor musunuz?

 BÜYÜKERŞEN: “Aralıksız 25 yıl (çeyrek asır), Büyükşehir Belediye Başkanlığı” dile kolay… O süreçteki mücadeleleriniz, sevindirici ve üzücü olaylar, davalar, mahkemeler, denetimler, günleriniz, siyaset içi ve dışı olaylar, sinema şeridi gibi gözünüzün önünden geçmeye başlıyor… doğrularınız, yanlışlarınız, sizinle çalışan bürokratlar, partili ve partisiz, tanıdığınız ve tanımadığınız insanlar, öğrencileriniz, arkadaşlarınız, en büyük eleştirmenleriniz: eşiniz ve çocuklarınız… saymakla bitmeyecek projeleriniz ve “bir gün okunacak zamanın bulunacağına inandığınız, hızla sayıları artan yayınlanmış kitaplar, Eskişehir için bitmeyen hayallerim ve yapılacak işlere ait notlarım…

SAKARYA: Hocam biraz özel bir soru olacak ama başkanlığı bıraktıktan sonra arayanınız, soranınız azaldı mı?

 BÜYÜKERŞEN: Başkanlığı bıraktıktan sonra arayan da soran da çok oldu. Bu halâ devam ediyor. Ama size bir şey söyleyeyim mi? Öğrencilerim hariç, gerek akademisyenlik, gerek belediyecilik ve özellikle siyasette “vefa” denen ulvi duygunun olmadığına inanıyorum. Şunu iyi biliniz ki, yönetici iseniz, size gösterilen saygı gerçekte kişiliğinize ya da liyakatinize değil, oturduğunuz makam koltuğunadır…

 

SAKARYA: Şöyle geriye bir baktığınızda “iyi ki yapmışım” dediğiniz hizmet nedir?

 BÜYÜKERŞEN: Ömrüm boyunca geriye dönüp baktığımda “ iyi ki yapmışım” dediğim, bir iki şey var elbette… Örneğin, “ Türk Açıköğretim Sistemi ”, “ Anadolu Üniversitesi’nin Kurucu Rektörlüğü ”, “Engelliler için eğitici uzman yetiştiren kurum ” ve Devlet  sektörü ile özel sektör dışında, 3. Sektör olarak Vakıfların geliştirilmesi ve yaygınlaşmasına yönelik çalışmalarım. Türkiye’de bir ilk olarak anılan teşebbüslerim, örneğin  “Türkiye’nin ilk Sivil Havacılık Yüksek Okulu ile Anadolu Üniversitesini Hava Alanı ve uçakları olan”, dünyadaki yegâne (Eskişehir’deki 3 üniversite dışında), Kütahya, Afyon ve Bilecik Üniversitelerinin temelini teşkil eden Yükseköğretim Kurumlarını şimdi “ iyi ki kurmuşum ” diyorum…

 3-88

SAKARYA: Uzun dönem başkanlık yapan Ahmet ATAÇ ile Kazım KURT varken, tercihinizi neden Ayşe ÜNLÜCE’den yana kullandınız?

BÜYÜKERŞEN: Büyükşehir Belediye Başkanı olarak her iki arkadaşımla birlikte Eskişehir’e hizmet verdik. Ben Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, gerek ulaşım (tramvay), gerek tiyatrolar, gerek müzeler, galeriler ve her türlü büyük proje uygulamalarımda Tepebaşı ve Odunpazarı’na adil davrandım. İkisinden birini veliaht olarak belirleseydim, ayırım yapmış olurdum. CHP’nin Eskişehir’de ikiye bölünmesine yol açardım. Ayrıca CHP’de artık Atatürkçü, entelektüel kadınların siyasette üst görevlere talip olmalarına yol açacak cesaretlendirilmeye ihtiyaçları vardı. Kaldı ki, Ayşe Hanım bu göreve layık ve liyakat sahibidir…

 

SAKARYA: Rakip olarak Nebi HATİPOĞLU’nun aday yapılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

 BÜYÜKERŞEN: Beni ilgilendiren bir konu değildir…

SAKARYA: Ayşe Hanım seçimi yüzde 13’lük oy farkıyla kazandı. Bunu neye bağlıyorsunuz?

 BÜYÜKERŞEN: Kendisini aday göstermekte ne kadar haklı olduğumun göstergesidir…

SAKARYA: Seçimden sonra 4 ay geçti, bu süre içinde Başkan Ünlüce’nin çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?

BÜYÜKERŞEN: Beklentimin de çok üstünde başarılı buluyorum.

 

SAKARYA: Ayşe Başkan da sizin gibi birkaç dönem daha yapabilir mi?

 BÜYÜKERŞEN: Ben kendisi için siyasette ve yöneticilik hizmetinde ona daha yüksek görevleri uygun görüyorum.

SAKARYA: Danışman olarak ne yapıyorsunuz?

 BÜYÜKERŞEN: Belediyecilik ve siyasette benim bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak isteyenlere aklımı, bilgilerimi ve tecrübelerimi sunuyorum…

 

SAKARYA: Nasıl bir oda da kalıyorsunuz?

BÜYÜKERŞEN: Odunpazarı müzeler bölgesindeki mütevazı bir ofiste kalıyorum…

SAKARYA: Sizin danışman olmanızı eleştirenlere bir cevabınız var mı?

 BÜYÜKERŞEN: Onlara cevabı, Eskişehir halkı seçimlerde verdi ve vermeye de devam edecektir. Torunları ise gelecekte dedelerinin söylediklerinden utanç duyacaklar. Eskişehir’in nasıl örnek bir şehir olduğunu gördükçe onların, eleştirilerinde ne derece haksız olduğunu düşüneceklerdir…

SAKARYA: Size CHP’li belediyeleri denetleme gibi bir görev verildi. Bu konuda neler yapıyorsunuz?

Yılmaz Hoca'yla dobra dobra Yılmaz Hoca'yla dobra dobra

 BÜYÜKERŞEN: Benim böyle bir görevim yok. Sayın Özgür Özel seçimlerden sonra, CHP’nin Türkiye’deki siyasetinde, tecrübelerimden nasıl yararlanabilecekleri anlamındaki sorulara karşı, benim CHP’li belediyeler için “ Genel Koordinatör ” yapılacağıma ilişkin sözleri üzerine, öyle zannedildi…

SAKARYA: CHP Genel Başkanı Özgür Özel “geçim olmazsa seçim olur” diyerek erken seçim sinyali veriyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

 BÜYÜKERŞEN: Türkiye’nin gerek iç politikalar, gerek dış politikalar açısından, bir an önce, demokratik ve parlamenter sisteme dayalı bir dönüşüm için derhal genel seçime gitmesinde sayısız fayda vardır. Yani yeni bir anayasaya da ihtiyaç olduğu inancını unutmadan…

 

SAKARYA: Ak parti Eskişehir Milletvekilleri Fatih Dönmez, Ayşen Gürcan ve Nebi Hatipoğlu hakkında düşünceleriniz nedir?

 BÜYÜKERŞEN: Sayın Hatipoğlu’nu küçük yaşlarından beri tanırım. Rahmetli dedesi ve babası dostlarım idi. Ayşen Gürcan ve Fatih Dönmez’i  ise yakından tanımak fırsatım olmadı…

 

SAKARYA: Ak Parti’nin yeni il başkanı Gürkan Albayrak sizce nasıl biri?

 BÜYÜKERŞEN: Gürkan Albayrak’ı, iş aradığı bir sırada bana gelip, Belediye ile ilgili iş istemesi ile tanıdım. Kendisine tramvay duraklarının  açılıp – kapanması ile ilgili bir işin, nasıl yapılacağına ilişkin teknolojik plan kopyaları da dahil, bir yapım işini verdik. Daha sonra, aynı konuda teknik ihtiyaç duyan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne tavsiye ettik. Hatta bir ara ( oradan alacağı hakediş geciktiği için ) benden yardım istedi. Ben de yardımcı oldum. Nasıl biri olduğuna Eskişehirliler ve sanayi çevreleri bu konuda kanaat sahibi olabilirler. Benim görüşlerim siyasi açıdan doğru olmaz.

 

SAKARYA: CHP’li vekiller Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü ve İbrahim Arslan’ın çalışmalarını da bir iki kelime ile değerlendirebilir misiniz?

 BÜYÜKERŞEN: Her üç CHP’li Milletvekilimiz de, mevcut koşullar içinde, gerçekten çok çalışıyorlar ve aldıkları oyları hak ediyorlar…

 

SAKARYA: Son olarak Eskişehirlilere ne mesaj vermek istersiniz?

 BÜYÜKERŞEN: Eskişehirlilere çeyrek asır boyunca bana verdikleri destek ve güven için şükranlarımı ve bitmeyen sevgilerimi sunuyorum…

 

SAKARYA: Hocam çok teşekkürler…

 

 

 

Kaynak: Haber Merkezi