Geçtiğimiz hafta bu fotoğrafı kullanmıştık ve ‘Bir zamanlar Eskişehir’ başlıklı bir yazı kaleme almıştık…
…………….
‘90 yıllarda Eskişehir işte böyleydi. Havası kirliydi, Porsuk pisti. Kışın çamuru yazın tozu bitmezdi…
………….
Trafik ve kaos iç içeydi. Adı gibi gerçekten eski bir şehirdi…
………..
Özellikle ‘Yılmaz Büyükerşen iki park ve heykellerden başka ne yaptı?’ diyenler bu fotoğrafa iyi baksınlar…
……………
Belki bir parça utanırlar, tabi utanacak yüzleri varsa’ diye yazmıştık…
……………
Köşe yazılarımız gazetemiz haricinde…
…………..
Sakarya’nın internet sitesinde de büyük ilgi görüyor…
…………
Günde ortalama 3-4 bin kişi okuyor…
……………
Bazen 7-8 bine de çıkıyor…
……………….
Çok sayıda yorum geliyor…
………….
Ancak ‘Bir zamanlar Eskişehir’ yazımız…
…………..
Adeta patladı…
……………
Okunma sayısı 60 bine yaklaştı…
……….
Bu şunu gösteriyor; Eskişehirliler kentlerini seviyor…
…………
Dünü de biliyor, bugünü de yaşıyor…
………..
Kıyasladığında değişimi görüyor…
………..
Emeği geçeni takdir ediyor…
………….
Ve beğendiği yazıyı paylaşıyor…
……………
Paylaşan arttıkça da okur sayısı artıyor…
………..
İşin ilginç yanı ise…
……………
Yazımıza yapılan yorumların çoğunda hala…
………………
Aktroller ’23 yılda ne yapıldı?’ diye sormuşlar, Yılmaz Hoca’ya laf sokmaya çalışmışlar…
……….
Hani derler ya, ‘Kafa kafa değil ki, fayton lambası…’
……………
Galiba bunlarınki de öyle…
……………
Neyse…
………
Biz okurlarımıza gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ediyoruz…
………………
‘İyi ki varsınız’ diyoruz…
……………………….
KARİKATÜR
……………
GÜNÜN SÖZÜ
…………….
TEMEL’İN KÖŞESİ
Dargınlık
Temel, karısı Fadime ile dargındı. Ayrı odalarda yatıp, kalkıyor, konuşmak gerektiğinde de karşılıklı yazışarak anlaşmaya çalışıyorlardı. Bir akşam Fadime yatmak üzereyken dolabın yanında bir pusula buldu. Üzerinde şöyle yazıyordu.
- Sabah beni beşte uyandıraysun!..
Ertesi sabah sekizde uyanan Temel yanındaki masada şu pusulayı buldu.
- Temel, hadi kalk! Saat beşe celeyi