Eskişehir merkezinde trafik sorunu var.
Trafik mühendisi ya da şehir plancısı falan değilim; keşke olsaydım, böylece var olan trafik sorununa belki daha bilimsel bir çözüm önerisinde bulunabilirdim.
Bu şehirde yaşayan biri olarak trafik sorununun azaltılmasına yönelik söyleyebileceklerim sadece gördüklerimle sınırlı.
***
Örneğin:
Ali Fuat Güven caddesini bilirsiniz.
Araç yoğunluğu olan bir cadde…
Şimdi bu caddeden aracınızla gittiğinizde karşınıza eski Tülomsaş’ın duvarı çıkıyor.
Ya sağa döneceksiniz, böylece diğer tüm araçlarla birlikte eski DDY hastanesinin önündeki yolu ve devamında Atatürk caddesi ve gar binası önündeki yolu tıkayacaksınız ya da sola dönüp, köprü ve sonrasındaki kavşakları tıkayacaksınız.
Halbuki Ali Fuat Güven Caddesi o eski Tülomsaş duvarını aşıp, Bursa yoluna bağlanabilse, en azından bu bölgede trafik bir nebze de olsa rahatlayacak.
***
Mesela:
Atatürk Caddesinden aracınızla gidiyorsunuz.
Karşınıza Gar binası çıkıyor.
Mecburen sağa dönüyorsunuz ve Ulus Anıtı ve devamındaki İsmet İnönü Caddesinin boydan boya tıkanmasına neden oluyorsunuz.
Halbuki Gar binasının yanından artık üst geçit mi yoksa alt geçit mi olur, bir şekilde aşılarak yine çevreyoluna bir yol bağlanabilse, yine bu bölgede trafik sıkıntısı bir nebze olsun azalmış olur.
***
Yukarıda da söyledik ya biz ne trafik mühendisiyiz ne de şehir plancısı.
Kendi aklımız ve gözlemlerimizle, belki saçma, komik ve gereksiz bulacaksınız ama en azından böyle bir çözüm önerisi geliyor aklımıza…
Merak ettiğimiz:
Eskişehir’de bütün muhalefetini trafik sorunu üzerinden yapan AK partili aktörler niçin söz konusu sorun ile ilgili ortaya bir çözüm önerisi sunmuyor?
Neden yıllardır dile getirdikleri çözüm önerileri sadece Yaşar Kemal Caddesi bağlantı yolu ile sınırlı kalıyor?
Tamam, Eskişehir’in trafik sorunu (Hemen her şehir merkezinde olduğu kadar) var.
Bu sorunu eleştirenlerin de ortaya koyması gereken bir şeyler olması gerekmiyor mu?
“Biz olsak şu şekilde yapardık” diyebilecekleri hiç mi bir şey yok?
Yoksa…
Çözüm adına bir şeyler ortaya koymadan sürekli “Sorun var sorun!” demek daha mı kolay geliyor?
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
KENDİ KENDİNİ GAZA GETİRENLER…
Seçim süreci başlıyor ya, kendi kendini gaza getirenler bundan sonra daha net seçilmeye başlar.
Özellikle bu kişilerin sosyal medya hesaplarını takip edin…
Mesela kendi adaylıkları ile ilgili bir anket falan koyuyorlar hesaplarına…
Altına da “Nasıl buluyorsunuz?” diye bir soru eklerler.
***
Sayfasındaki herkes “Yaşa! Bravo! Yakışır! Senden iyisini mi bulacağız!” falan yorumları yapar.
Yazıldıkça gaza gelirler, gaza geldikçe seçilip, koltuğa oturduklarına inandırırlar kendilerini…
Halbuki ortada somut olan sadece çevrenin verdiği bir gaz ve bir de gazı yiyen kendileri var.
***
Fıkrayı bilirsiniz:
Yaşlı bir kadın hastaneye gider. Doktora:
-Doktor Bey gaz sorunum var, ancak çok şikayetçi de sayılmam. Şu anda sizin yanınızda en az 20 kez gaz çıkardım. Ama ne ses duyuluyor ne de kötü kokuyor demiş.
Doktor:
-Pekala bu hapları alın sizi 1 hafta sonra yine göreyim.
1 hafta sonra kadın tekrar gelir. Doktora:
-Doktor Bey siz bana ne halt verdiniz. Gaz çıkarınca hala duyamıyorum ama müthiş bir koku çıkıyor.
Doktor: çok iyi burnunuz düzelmiş, sıra kulaklarda.
***
Bizim kendi kendine gaz verip, bu gazla kendisini bugünden havaya sokanlar da gerçeği, önce burunları koku almaya, sonra da kulakları duymaya başlayınca görecek galiba…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
RABİA TABLOLARI JET HIZIYLA KALKTI!
Erdoğan’ın katil olarak ilan ettiği ve asla görüşmem dediği Sisi ile samimi bir şekilde tokalaşırken çekilmiş fotoğrafı şaşkınlık yarattı ya…
Daha da şaşırdığım bir olay yaşadım önceki gün.
Eskişehir’de Erdoğan hayranı olan ve kurulduğundan beri AK parti içinde yer almış bir tanıdığım var.
İşyerinde Erdoğan’ın resminin yanında bir de üzerinde Rabia işareti olan bir tablosu asılıydı.
Gittiğimde Rabia tablosu yerinden kalkmış.
Takıldım “Daha geçen gün asılıydı ne çabuk kaldırdın?” diye.
Güldü…
“Zaten bir süredir o tablonun kalkacağının emareleri vardı. Mecburen kalktı” dedi iti mi?
……………………………..
İSTANBUL’DA ALKIŞLAR ESKİŞEHİR OTOBÜSÜNE
İstanbul’da oturan bir dostumuz anlattı…
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları oyun için İstanbul’a gitmiş.
Ekibi de İstanbul’a üzeri giydirilmiş otobüs götürmüş.
Üzerinde Eskişehir’den çeşitli fotoğrafların ve Yılmaz Büyükerşen’in fotoğrafları bulunan otobüs İstanbul caddelerinde dolaşırken, İstanbullular otobüsü görür görmez, yaya yolları üzerinde durup, başlamışlar alkışlamaya.
“Otobüsü niye alkışlıyorlar ki?” diye sorduk dostumuza…
“Büyük ihtimalle içinde Yılmaz Büyükerşen’in olduğunu zannettiler” cevabını verdi…