Hemen herkes öyle diyor ya, biz de hatırlatmış olalım;
-31 Mart yerel seçim zaferi!..
Anılan zafer, çok kişi tarafından beklenmeyen bir sonuçtu. CHP’li yıllarda, 1970’lı yıllarda merhum Ecevit’in yüzde 40 dolaylarındaki oyu dışında ulaşılan yüzde 38’lik oy oranında sonra alınan en iyi sonuçtu.
Bir de 1989 seçimlerinde Erdal İnönü önderliğinde SHP’nin eldi ettiği yerel seçim sonuçları. Başta kendi ilimiz Eskişehir olmak üzere İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere kazanılan önemli belediyeler bu seçimlerin belirleyicisi olmuştu.
-Bir sonraki 94 seçimleri ise hüsran!
Dönemin Bülent Ecevit başkanlığındaki koalisyon hükümetinin hataları bir yana, yukarıda isimlerini andığımız iki sol yandanşlı partiye, Ecevit’in DSP’si de eklenip, aynı tabandaki seçmenin oylarını parçalayınca, beklenen sonuç çıktı ortaya;
-İstanbul, Ankara, İzmir ve beraberinde Eskişehir sağdaki siyasi partilerin!.
Gerçi Eskişehir belini doğrultup Yılmaz Büyükerşen’in önce DSP adayı,sonrasında CHP ile birlikte 25 yıl sürecek 5’li seri yakaladı ama diğer şehirler hep onlarda!...
İsabetli adaylar ve Kılıçdaroğlu sonrası.
Sağ partilerin yerel seçimlerdeki üstünlüğü anılan Büyükşehirlerde bir 15 yıl devam ettikten sonra nihayet Ekrem İmamoğlu’nun, Mansur Yavaş’ın İstanbul ve Ankara zaferleriyle CHP’nin “kendine geldiği” görülüyor.
Yanlarına İzmir de eklenmeli kuşkusuz. Bunlara eşlik eden Adana, Mersin, Antalya ve Hatay illeri adayları da katılınca, AKP’nin buralardaki hegemonyası da sona erecektir.
Bu sayılan mega kentlerde, CHP’nin bir önceki genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “isabetli aday” belirlemesi becerisini de unutmamak gerekir.
Ne var ki Kemal Bey ayni beceriyi 2023 genel seçimleri ve kendisinin aday olduğu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde maalesef gösteremeyecektir. Birkaç kez “arkadan bıçaklandığını” söylese de, o bıçağın “Altılı Masadaki” ortaklarından, özellikle de İYİ Parti lideri Meral Akşener’den gelebileceğini göremeyecektir.
-Görse de vakit artık çok geçtir!..
Yine de aldığı 48 dolaylarındaki oy CHP adına bir başka “umut besleyici veri olacaktır.
Özgür Özel ve sonrası…
Ancak aynı sonuç, bir süre sonra yapılacak CHP kurultayında yaklaşık aynı farkla tekrarlanacak, Özgür Özel karşısında geride kalarak genel başkanlığa veda edecektir.
Kurultay olabildiğince demokratiktir. Yeni Genel Başkan Özgür Özel ve ekibinin “neler yapabileceği” parti tabanın da kısa süre için tartışılsa da, bugüne dek görüldüğü kadarıyla kuşkusuz başarılıdır. Başarının göstergesi de;
-Partisinin 31 Mart yerel seçimlerindeki zaferidir!,
***
Şimdi sırada daha önceden alınan karar uyarınca “Tüzük Kurultayı” bulunmaktadır.
Kuşkusuz ki tüzükler, siyasi partilerin “demokratik kimlikleri” sayılmalıdır, bu açıdan bakıldığında ayrıca önemlidir. Bildiğim kadarıyla parti içinde bir kurul, uzunca süredir tüzükte yapılacak değişiklerle ilgili çalışmaktadır. Bu çalışma da kurultay delegeleri tarafından irdelenecek ve değerlendirecektir. Birçok önemli değişikliğin yanı sıra yapılması planlanan önemli değişiklik;
-Parti kademelerinde görev alacakların adaylar arasında ön seçimlerle belirlenmesi düşüncesidir.
Ki, CHP geçmişte ön seçimi benimsemiş ve uygulamış bir siyasi partidir. Örgütü “dinamik tutmak” adına başarılı sonuçlar da alınmıştır.
-Bakalım kurultaydan nasıl bir sonuç çıkacak?
***
Eylül 2024 kurultayına az süre kala, Kurultay’ın “seçimliye!” döndürülmesi çabaları da görülmektedir ki;
-Hiç gerek yok!..
“Pişmekte olan aşa soğuk su katmaktan” öte bir olumsuzluk yaratmaz.
Ancak kurultay tüzük ötesinde bir başka konuyu ele alıp tartışmalı.
-O da parti programıdır.
Anketlerde görünen odur ki, CHP iktidara yürümektedir. Bu yürüyüş de seçmenin karşısına nasıl çıkması gerektiğinin belgesi olacaktır.
Kısadan söylemek gerekirse;
-Cumhuriyet Halk Partisi olası bir erken seçimde tarihi bir sürecin başındadır!..
