2000’li yılların başıydı. Akşam yemeğindeydik, arkadaşımız birlikte geldikleri bir doktor ile bizi tanıştırmıştı…
……….
O zamanların SSK Hastanesi’nde kalp cerrahı olarak çalışan doktor bir anısını anlatmıştı…
……………
Hastanede ilk defa kalp pili takma ameliyatına girmiş. Ameliyat sonrası pilin satış sorumlusu kendisini ısrara akşam yemeğine davet etmiş…
………….
O da bir arkadaşını alarak yemeğe gitmiş. Yemek yenilirken, satış sorumlusu doktordan banka hesap numarasını istemiş…
…………….
O da ‘Niye istiyorsun?’ diye sorduğunda ‘Pilin değeri şu kadar. Bunun yüzde 15’i sizin komisyonunuz’ cevabını vermiş…
………..
Bizim doktor bunu kabul etmemiş. Ancak kendisinden daha kıdemli bir doktora bunu anlattığında kendisine ‘Yok yüzde 15 olmaz, yüzde 20’den aşağısını kabul etmeyeceksin’ demiş…
……………..
Bu öneri de bulunan doktor Eskişehir’in ünlü kalp cerrahlarından biridir…
………..
Hatta bir zamanlar bu olaylardan dolayı Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmıştı…
………….
İstanbul’da özel bir hastane de, hastanenin muhasebecisinin kalp krizi geçiren bir hastayla ameliyat masasında stent pazarlığı yapması bize bu anımızı hatırlattı…
………………
Ne yazık ki bazı doktorlar hastaları müşteri olarak görüyorlar…
……….
Sanki Hipokrat yeminini paraya el basarak yapmış gibi çalışıyorlar…

SİYASETİ BİR
KENARA BIRAKALIM

‘Eskişehir çok güzel bir kent ama sıkıntıları olan bir kent…
………….
Bunların çözümü için kent uzlaşısının bulunması gerekiyor…
……………
Bu kent adına siyaseti  bir kenara bırakalım…’
…………….
Yukarıdaki sözler Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş’a ait…
…………
Bu kentin önemli aktörleri şimdiye kadar pek bir araya gelmedi…
……………
Siyaset hep, hizmetin önüne geçti…
…………….
Bundan dolayı Eskişehir hep kaybetti…
………..
Sayın Kesikbaş’ın dediği gibi siyaset bir kenara bırakılmalı…
……………..
Bu kent için birlik olunmalı…
………
Son günlerde yaşanan bazı gelişmeler, bizi bu konuda umutlandırıyor…

TEMEL’İN KÖŞESİ
YAŞLILIK

Temel ile Dursun hayli yaşlanmıştı. Bundan şikayetçi olan Dursun ‘ Ula Temel bu yaşlılık ne zor şeymiş.Başum, kolum, bacağum, belum her bi yerum agrıyi. Haçen sen nasılsun?’ diye sormuş. Temel ‘İyiyum, iyiyum. Anamdan doğduğum ilk gün ki gibiyum. Kafamda saçım yok, ağzumda dişim yok,  altuma ediyrum haberim yok’ demiş…