Ne yazılır ne çizilir ki…
Kelimeler kifayetsiz.

***

Yaşadığımız felaket o kadar büyük ki..
Acılar o kadar tarifsiz ki…

***

Deprem 10 ilimizi vurdu ama millet olarak yıkıldık..
Oradaki acıyı içimizde hissediyoruz.
Hepimiz o enkazların altında kaldık. 
Oradaki soğuğu içimizde hissettik. 

***

Deprem bölgesinde yaşananları izledikçe, 
Akşam evimizde yemek yerken o yemek boğazımıza diziliyor, 
Sıcak yatağımıza yattığımızda utanıyoruz, kahroluyoruz..

***

Evet dedik ya, 
Kelimeler gerçekten kifayetsiz..
Bu acının tarifi yok. 

***

Can kaybı ve yaralı sayısı her geçen saat artıyor. 
Tabi mucizelere de tanıklık ediyoruz.
Enkazdan kurtarılma anlarını gözlerimiz yaşararak izliyoruz. 

***

Umuyoruz, diliyoruz ve istiyoruz ki; 
Artık bu acıları yaşamayalım..
Bir dahaki depremde buluşmak üzere diyerek geçiştirmeyelim.

***

Ne yapılması gerekiyorsa, acilen yapalım.
Kaybettiğimiz her vakit yeni acıların yaşanmasına neden olabilir.
Biz deprem ülkesiyiz. 
Her an her yerde yine bir depremin olabileceğini aklımızdan çıkarmayalım..

***

Bundan sonra binalarımızı yaparken, içinin lüksüne değil, sağlamlığına önem verelim. 
Kader diyerek geçiştirmeyelim. 
Unutmayalım;  
‘Deprem değil bina öldürür’

***

Bu acıyı da millet olarak atlatacağız elbette. 
Yaralarımızı hep birlikte saracağız. 
Sen ben ayrımı olmadan, tek yürek olarak birbirimize sahip çıkacağız, çıkıyoruz da..

***

Yapılan yardımlar bunun en güzel örneği.
Millet olarak bir olduğumuzda ne kadar güzeliz..
Şimdi bunu çok daha iyi anlıyoruz…