Bir toplumun gelişmişliği, binalarının yüksekliği, teknolojisinin ilerlemesi ya da ekonomik gücüyle ölçülmez. Asıl ölçüt, insanların birbirlerine nasıl davrandığı, nasıl bir dil kullandığı, nasıl bir saygı gösterdiğiyle belirlenir. Bu bağlamda, modern toplumların unutmaya başladığı en önemli değerlerden biri "nezaket"tir.

Nezaket, sadece kelimelerle değil, davranışlarla, jestlerle, mimiklerle ve hatta sessizlikle bile ifade edilebilen bir olgudur. Bir kapıyı arkamızdan gelen için tutmak, birine öncelik vermek, sadece "teşekkür ederim" ya da "lütfen" demek bile, toplumun nezaket düzeyini yükselten basit eylemlerdir.

Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesi, sosyal medyanın hayatımızın merkezine oturması, bireyleri birbirlerinden uzaklaştırmaya başladı. Sanal dünyada, klavye başında, anonim bir şekilde, nezaketsiz söylemler, hakarete varan yorumlar arttı. Oysa sanal dünya da gerçek dünyanın bir parçası ve oradaki nezaketsizlik, gerçek yaşantımıza da sirayet ediyor.

Nezaket, aslında toplumun gücünü ve birlikteliğini simgeler. Nezaket göstermek, karşısındakine değer vermek demektir. Ve bu değer, toplumun her bir bireyinin bir araya gelerek oluşturduğu büyük bir mozaiktir.

Önceliğimiz nezaket olmalıdır. Çünkü nezaket, bir toplumu bir arada tutan, bireyler arasındaki bağları güçlendiren bir yapıştırıcı gibidir. Nezaket, sosyal yaşamın, iş hayatının, aile içi ilişkilerin temel taşıdır.

Unutmayalım ki; kelimeler, davranışlar ve eylemler birer yankı yaratır. Bu yankı, toplumun her köşesine, her bireyine ulaşır. Nezaketle atılan her adım, topluma pozitif bir enerji, bir huzur katar. Öyleyse nezaketimizi kaybetmeden, birbirimize daha anlayışlı, daha hoşgörülü ve daha saygılı yaklaşalım. Bu, hem bireysel hem de toplumsal gelişimimiz için en doğru adım olacaktır.