1946 yılında tohumları atılmış, bir fidanmış…
……
Köklerinde Atatürk ve Cumhuriyet varmış…
………
Eskişehir sevdasıyla sulanmış…
………
Tarafsız ve objektif gazetecilik yapmış…
………..
Cesur ve dürüst gazeteciler görev almış…
……
Yılmaz Büyükerşen gibi önemli isimler yöneticilik yapmış…
…………
Bizim gibi birçok ‘Sağlam’ kalemler çıkarmış…
……
Bu fidan şimdi büyüdü, 78 yıllık çınara döndü…
…….
Eskişehir’in en çok satan ve okunan gazetesi oldu…
………..
Bu çınarın gölgesinde 33 yıldır çalışmakta, bize nasip oldu…
……..
İyi ki varsın Sakarya…
…………..
İnşallah hep birlikte…
…….
Daha nice yıllara…

NOT: Son üç yıldır gazetemizin kutlamalarında biraz hüzünlüyüz. Zira bu gazeteyi gazete yapan, sağlam temellere oturtan yönetim kurulu eski başkanımız rahmetli Üstün Ünügür artık aramızda yok.  Özlüyoruz, rahmetle anıyoruz. Işıklar içinde uyusun… 

GÜZEL BİR HİKAYE
VE BİZİMKİLER!

Japonya’da 4. Yüzyılın sonlarına doğru tahtta oturan İmparator Nintoku, bir gün yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar…
……………….. 
Gökyüzüne doğru yükselen tek duman dahi göremeyince, halkının yoksul düştüğünü ve bu yüzden hiç kimsenin evinde pirinç bile pişiremediğini anlar…
……………..
Hemen bir ferman çıkaran Nintoku, halkının üç yıl boyunca sadece kendileri için çalışmasını emreder. Sarayında çalışanları da evlerine gönderir…
……….
Kendileri için çalışan ve vergi de ödemeyen halk, üç yılın sonunda bolluğa kavuşur…
…………….
Üç yıl sonra tekrar kuleye çıktığında Nintoku, ülkenin her yerinde ocakların tütmekte olduğunu yükselen dumanlardan görür…
………………
Yanındaki eşine, sevinç içinde, “Artık zenginiz” der!
……………..
İmparatoriçe ise üç yıl boyunca bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek,  “Sen bu halimize zenginlik mi diyorsun?” diye sorar…
………….
Nintoku’nun cevabı yüzyıllardır Japonların aklından çıkmaz; “Halkın fakirliği, bizim fakirliğimiz, zenginliği de bizim zenginliğimizdir…”
……………
Asgari ücret ve emekli maaşlarına zam gelecek. Bu konuda kararı devlet verecek…
……………….
Ne dersiniz? Onlar da ‘Halkın fakirliği bizim fakirliğimiz, zenginliği de bizim zenginliğimiz’ diye düşünürler mi?

TEMEL’İN KÖŞESİ

TAKSİ

Temel ve iki arkadaşı zil zurna taksiye binerler, adresi verirler götürmesini isterler. Taksici bakar herkes sarhoş, arabayı biraz sürdükten sonra ‘Hadi geldik’ diyerek durur. İki kişi teşekkür ederek, araçtan inerken Temel adamın ensesine şamarı patlatır. Taksici ‘Bu anladı’ diye düşünürken, Temel ‘Çok hız yaptın, öldürecektin lan bizi’ der…