Artvin, Anadolu'nun derin köklerini barındıran zengin bir tarihî yapıya ev sahipliği yapmaktad. Ancak bu zenginliği, göçebe yaşam biçimini benimseyen Türklerin atalarının sözlü edebiyat geleneğine bağlı kalmasından dolayı, sadece yazılı kaynaklardan değil, aynı zamanda sözlü anlatımlardan da öğrenmekteyiz. 
Artvin ve çevresi, tarih öncesi dönemlerden itibaren birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Bu bölgenin coğrafi koşullarının zorluğu ve bilimsel merkezlere olan uzaklığı, bölgede planlı ve bilimsel arkeolojik çalışmaların yapılmasını engellemiştir. Bununla birlikte, yapılan bazı kazılarda önemli buluntulara rastlanmıştır.
Artvin, tarih öncesi dönemlerde çeşitli uygarlıkların izlerini taşımaktadır. Ancak bölgenin ilk sahipleri olarak kabul edilen Hurriler, Artvin'e derin bir etki bırakmışlardır. Hurriler, bölgede çeşitli şehir devletleri kurmuş, ancak Hititler ve sonrasında Urartular'ın egemenliğine girmişlerdir. Ardından bölge, İskitler, Arsaklar, Bizanslılar, Hazar Türkleri ve sonrasında İslam ordularının hâkimiyetine girmiştir.
Ancak bölgenin tarihi sadece antik dönemlerle sınırlı değildir. Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselişiyle birlikte Artvin, Osmanlı topraklarının önemli bir parçası haline gelmiştir. Bu dönemde, bölge birçok kez el değiştirmiş, farklı devletlerin ve beyliklerin egemenliği altına girmiştir.
Artvin, tarih boyunca birçok farklı uygarlığa ev sahipliği yapmış, bu uygarlıkların kültürel ve tarihî izlerini günümüze taşımıştır. Bölgenin zengin tarihini daha yakından tanımak ve bu köklü geçmişi korumak adına daha fazla araştırma ve çalışmaya ihtiyaç vardır.
Artvin, Türk tarihinde özel bir yere sahip olan Karadeniz'in serhat şehirlerinden biridir. Anadolu'nun bu kuzeydoğu köşesi, zaman içerisinde birçok medeniyetin kucaklaştığı, kimi zaman savaştığı, kimi zaman ise birlikte yaşadığı bir coğrafya olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu'nun tarih sahnesindeki etkin varlığı, Artvin'in de kaderini doğrudan etkilemiştir. Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon'u ele geçirmesiyle, Artvin ve çevresi Osmanlı'nın dikkatini çekmiştir. Ancak bu süreçte bölge, Çıldır Atabeyliği'nin kontrolündeydi.
Osmanlı'nın Artvin ve çevresini ele geçirme süreci I. Selim döneminde başlamıştır. Ancak bu süreç, Rusya'nın bölgedeki etkinliğiyle daha da karmaşıklaşmıştır. 19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı, Rusya'nın güneye inme politikası nedeniyle birçok savaşa girmiş ve bu savaşlardan biri olan 93 Harbi sonrası Artvin, Rus işgaline uğramıştır.
Ancak, Bolşevik Devrimi sonrası çekilen Rusya, bu toprakları terk etti. Bunu fırsat bilen Osmanlı, bölgeyi tekrar kontrol altına almaya çalışsa da, I. Dünya Savaşı sonrası Batum'un İngilizler tarafından işgali, Artvin'in kaderini tekrar değiştirmiştir.
Tarihin bu kritik dönemecinde, Artvinli milislerin direnişi ve Milli Mücadele'nin kararlılığı, bölgenin kaderini etkilemiştir. Kazım Karabekir Paşa'nın etkin stratejik hamleleri ve Atatürk'ün liderliğindeki Milli Mücadele'nin kazanımları, Artvin ve çevresinin tekrar Türk topraklarına katılmasında belirleyici olmuştur.
Artvin, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, sıkça el değiştiren, farklı devletlerin ve ulusların kaderini etkileyen bir bölge olmuştur. Ancak bölgenin tarih boyunca koruduğu Türk kimliği, Artvin'in Osmanlı'nın ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içerisinde kalmasını sağlamıştır. 
Artvin, tarihin tozlu sayfalarında Osmanlı'dan Cumhuriyet dönemine kadar pek çok fırtına görmüş, ama nihayetinde tarihi kökleriyle birlikte aydınlık bir geleceğe adım atmıştır. Bu makalede, Artvin'in kurtuluşunun ardından Cumhuriyet döneminde nasıl bir dönüşüm yaşadığını inceliyoruz.
1921'de başlayan süreç, Türkiye'nin kuruluş döneminin en kritik dönemlerinden biriydi. Ankara'dan gelen notalarla Gürcistan'ın Artvin ve Ardahan'dan çekilmesi talep ediliyordu. Bu diplomasi trafiği, sonunda 23 Şubat 1921'de olumlu bir yanıtla sonuçlandı. Gürcistan, Ardahan ve Artvin'i boşaltma kararı aldı. Böylece, 45 yıl süren esaret sona ermiş oldu.
Artvin'in tekrar Türk topraklarına katılmasının ardından, şehir yönetimsel anlamda da önemli değişiklikler yaşadı. İlk olarak Ardahan'a bağlı bir ilçe olarak yönetildi. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilerleyen dönemlerinde alınan kararlarla, Artvin kendi başına bir vilayet haline geldi. Ancak, coğrafi zorluklar ve yönetimsel zorunluluklar, Artvin'in yönetim şeklinde bazı değişikliklere yol açtı. 1933'te Artvin ve Rize birleştirilerek Çoruh Vilayeti oluşturuldu. Ancak, bu birleşme uzun sürmedi. İsmet İnönü'nün 1935'teki Artvin ziyareti, şehrin yönetimsel durumuyla ilgili sorunları ortaya koydu. Bu ziyaretin ardından, 1936'da çıkarılan bir kanunla Artvin, tekrar bağımsız bir il haline geldi.
Bu tarihsel süreç, Artvin'in Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu gösteriyor. Coğrafi zorluklara, siyasi çatışmalara ve idari değişikliklere rağmen, Artvin her zaman Türk yurdunun bir parçası olarak kalmıştır. Bu süreç, şehrin sadece coğrafi bir konum olmadığını, aynı zamanda tarihi ve kültürel bir değer taşıdığını gösteriyor. Artvin'in tarihini incelemek, Türkiye'nin kuruluş yıllarında yaşanan zorlukları ve bu zorlukların üstesinden nasıl gelindiğini anlamamıza yardımcı oluyor.

Eskişehir'de bugün elektrik kesintisi yaşanacak! Eskişehir'de bugün elektrik kesintisi yaşanacak!


Artvin’in eski adı neydi?

Tarihsel süreç içerisinde birçok topluluğa ve imparatorluğa ev sahipliği yapmış olan Artvin, adının kökeni ve tarihi hakkında pek çok spekülasyon barındırmaktadır. Coğrafi konumu, kendi tarihinde olduğu kadar genel tarih boyunca da kilit bir role sahip olan Artvin'in isim kökeni, bu toprakların zengin geçmişine ışık tutmaktadır.
Bölgenin ilk adlarından olan 'Çoroksi', 'Çorok', 'Kollehis' ve 'Klarceti', bölgede bulunan ve bölgeye hayat veren Çoruh Irmağı'nın adıyla ilişkilendirilmektedir. Ancak Osmanlı döneminde 'Livane' olarak bilinmesi, bölgenin Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrolüne geçtiği zamanlarda farklı bir isimlendirme ile anıldığını göstermektedir.
Ancak, bu isimlerin ötesinde 'Artvin' isminin kökeni konusunda kesin bir bilgiye sahip değiliz. Bazı kaynaklara göre bu isim, bölgedeki antik topluluklardan birinin adından türemiş olabilir. Diğer teorilere göre ise 'Artvin', bölgenin coğrafi özelliklerinden, ikliminden ya da tarihsel öneminden esinlenilerek oluşturulmuş olabilir.
Tarih boyunca pek çok kavim ve imparatorluk, Artvin topraklarını kontrol etmiştir. Her biri bu topraklara kendi kültürünü, dilini ve adlandırmalarını getirmiştir. Ancak 'Artvin' adı, bölgenin Osmanlı İmparatorluğu döneminden sonra benimsediği ve günümüzde de kullandığı bir isimdir.
 

Kaynak: Haber Merkezi