‘Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
Dünyayı çocuklara verelim
Kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi,
Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
Bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
Çocuklar dünyayı alacak elimizden
Ölümsüz ağaçlar dikecekler’
Ne güzel anlatmış Nazım Hikmet..
***
Ve Aziz Nesin ne güzel söylemiş;
‘Çocuklara daha iyi bir dünya bırakmak yerine, dünyaya daha iyi çocuklar bıraksanız sorun kendiliğinden çözülecek aslında’
***
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı geride bıraktık.
***
Bu bayramda da yine çocuklarımız, geleceğimiz başrollerdelerdi.
Büyüklerinin yerine makam koltuklarına oturdular.
***
Sevgi, barış ve neşenin hiç eksik olmadığı bir gelecek hayal ettiklerini dile getirdiler.
Savaşların bitmesini, çocukların huzur içinde yaşayacağı bir ortam olmasını dilediler.
***
Sokak hayvanlarını unutmadılar.
Çocukların ölmediği bir gelecek istediler.
***
O kadar güzel mesajlar verdiler ki,
Dinlerken ah keşke dedik.
Çünkü öylesine kutuplaşmış bir ülkede yaşıyoruz ki,
Kavgalar, gürültüler, siyasi komplolar bir türlü bitmek bilmiyor.
***
Huzur ve barışışı istiyoruz ama bir türlü olmuyor.
Ne diyelim.
Keşke dünyayı çocuklar yönetseydi.
O zaman sevgi ve barış içinde yaşayabilirdik.
DEPREM KENDİNİ YİNE HATIRLATTI!
Deprem ben buradayım dedi.
Bu kez İstanbul’u salladı.
‘Bakın kendinize gelin, ben gitmedim her an yeniden gelebilirim, önlemlerinizi alın’ diye bir kez daha uyardı.
Umarız bu uyarıya kulak tıkamayız.
Geçmişte yaşadığımız acıları bir kez daha yaşamayız…
HANGİSİNE İNANALIM?
İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından, uzmanlar konuşmaya başladı.
Konuştular ama hepsi de birbirinden farklı.
Şunları söylediler;
-Bu büyük depremi öne çekti,
-Büyük deprem olacak ama büyüklüğü azaldı.
-Tamam artık Marmara’da deprem bitti.
-Bu öncü bir deprem olabilir..
Bu kişiler bilim adamı.
Ama bilimin ışığında birleşemediler.
Peki biz vatandaş olarak hangisine inanacağız?