Gelin bugün, karşılıklı siyasi atışmalardan, tarafların birbirlerini eleştirilerinden, “O şunu dedi, bu bunu dedi” yorumlarından biraz uzaklaşıp, 30 yıl öncesine, şehrin siyasi kaderinin kırılma noktasına gidelim hep beraber...
***
Şimdi anlatacağımız olayın tanığı pek olmayabilir…
Yıl 1994. 27 Mart Mahalli seçimleri…
Eskişehir Büyükşehir statüsüne yeni kavuşmuş. Odunpazarı ve Tepebaşı diye iki merkez ilçeye bölünmüş.
Eskişehir seçmeni Büyükşehir ile birlikte ilk kez oturduğu mahalleye göre Merkez İlçe Belediyeleri için de oy kullanacak bu seçimde.
***
Seçimler yapılıyor…
Oyların sayımı sona yaklaşırken seçim kurulu başkanı Adliye önünde Büyükşehir belediye seçimini DSP’nin kazandığını açıklıyor.
DSP’nin Büyükşehir adayı Sadi Nebrekli omuzlara alınıyor o sevinçle...
DSP konvoyları şehir merkezinde zafer turu atmaya başlıyor.
Ama gelin görün ki bir müddet sonra aynı seçim kurulu başkanı tarafından seçimi Doğru Yol Partisinin kazandığı ve DYP adayı Aydın Arat’ın Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği açıklanıyor...
***
Herkes büyük bir şok yaşıyor…
Seçim kurulu başkanının ilk yaptığı ve DSP’nin kazandığını söylediği açıklaması sonrasında bazı DYP Milletvekillerinin odasına girdiği, seçim kuruluna baskı yaptığı ve bunun sonucunda seçimi DYP ve adayının kazandığı iddiaları bir hayli konuşuluyor.
Her neyse…
Seçimin sonucu değişmiyor ve 552 oy farkıyla DYP adayı Aydın Arat Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ilan ediliyor…
***
Bunun üzerine DSP tespit ettiği bazı sandıkların yeniden sayılması talebinde bulunuyor.
Talep seçim kuruluna geliyor…
Seçim kurulunda Abdülkadir Adar’ın İl Başkanlığını yaptığı SHP, Zeki Ünal’ın il başkanlığını yaptığı CHP ile DYP, ANAP ve Refah Partisi’nin temsilcileri var. DSP’nin ise temsilcisi yok…
Bir tek Refah partisi temsilcisi Nihat Bilgiç “Sayımda hata var. Yeniden sayılmalı” diyor ama diğerleri “sayılmasın” dediği için DSP’nin itirazı ret ediliyor. 
 
Bunun üzerine il seçim kuruluna itiraz için gidiyor DSP.
Bu arada Seyitgazi çöplüğünde DSP ye verilmiş oy pusulaları ile mühürler de bulunuyor.
***
İl seçim kurulu da “Atı alan Üsküdar’ı geçmiş. Seçim sonucu ilan edilmiş. Yeni Başkan koltuğuna oturmuş” diyerek, itirazı kabul etmiyor.
DSP işin peşini bırakmıyor ve bu kez YSK’ya gidiyor…
YSK tam 6 ay sonra itirazın kabul edilmediğini bildirir bir yazı gönderiyor…
YSK, itirazın ret edildiği yazısını DSP’ye yolladığında, Aydın Arat belediye başkanlığının ilk 6 aylık icraatlarını kamuoyuna anlatıyor oluyor…
***
Kısacası…
552 oy farkı, Eskişehir’in gelecekle ilgili resmen kaderini belirliyor.
Yukarıda da söyledik…
1994 mahalli seçimleri, Eskişehir’in kaderini değiştiren seçim oldu…
Zira…
Şehirde büyük bir çoğunluk, önce kazandığı, sonra da 552 oyla kaybettiği açıklanan DSP adayı Sadi Nebrekli’nin seçimi sandıkta kazandığına, masa başında ise kaybettiğine inanıyordu.
***
Sayım sırasında seçim kuruluna yapılan bazı şaibeli ziyaretler olmasa, ya da DSP’nin itirazı kabul edilip, oylar yeniden sayılsa, Aydın Arat yerine Sadi Nebrekli’nin Belediye  Başkanı olacağını söylüyordu Eskişehirliler.
Ama olmadı…
Belediye Başkanlığı koltuğuna Aydın Arat oturdu…
Arat’ın dönemini bitirmesine ömrü vefa etmedi. 18 ay kala vefat etti.
Büyükşehir Meclisi’nde yeni başkan seçimi büyük kavgalara yol açtı. 
 
DYP’den birlikte Odunpazarı ve Tepebaşı belediye başkanı seçilen Orhan Soydaş ile Ayhan Boyer, vefat eden Arat’ın koltuğu için karşı karşıya geldi.
Meclis içinde yapılan seçimde Orhan Soydaş 18 ay için büyükşehir belediye başkanı seçilince, boşalttığı Tepebaşı Belediye Başkanlığı için bir benzeri kavga da Tepebaşı Belediyesi'nde yaşandı.
***
Defalarca yapılan oylama sonucunda Ömer Eker 18 ay süreyle Tepebaşı Belediye Başkanı oldu.
Eğer 1994 yılı seçimlerinin galibi DSP adayı Sadi Nebrekli olsaydı, ne Aydın Arat olacaktı ne de Orhan Soydaş…
Büyük ihtimal, DSP 1999 seçimlerinde belediye başkanlığı için yine Sadi Nebrekli’yi aday gösterecek, Yılmaz Büyükerşen ise muhtemelen önce Milletvekili, ardından da büyük ihtimalle Milli Eğitim Bakanı olacak, belediyede 5 dönemi falan olmayacaktı.
İşte bundan tam 30 yıl önce sadece ama sadece 552 oy(ki o da şaibeli) Eskişehir’in kaderini tam anlamıyla değiştirdi…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Seçim-12
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

BAYRAMIN İSMİ BÖYLE DOĞDU...

Meclisin açıldığı günün (23 Nisan 1920) akşamı yatsı vaktinden evvel Yunus Nadi, Mahzar Müfit, Ruşen Eşref, Fethi Beylerle Hoca Feyzullah Efendi ve ismini hatırlayamadığım birkaç Milletvekili Direksiyon Binası'nda toplanmışlar, Atatürk ile sohbet ediyorlardı. 
***
Bu konuşmalar arasında bir milletvekili:
-Paşam, bu güzel günün adını henüz koymadık, bir ad koyalım, dedi.
Bunun üzerine Atatürk, yarı karanlık odada koltuğunda doğrularak:
-İşgal kuvvetlerini nasıl olsa atacağız. Fakat karşımızda altı yüz senelik bir imparatorluğun dağılmış da olsa bir hükümeti duruyor. Onun karşısında meclisimiz çocuk sayılır. Onun için bugünün adına "Çocuk Bayramı" diyelim. Büyüsün ve kendi zaferini kendi ilan etsin, buyurdular.
***
Atatürk'ün bu sözleri oturanların alkışları ve tasvipleriyle karşılandı. Böylece 23 Nisan Meclisin açılma günü, Çocuk Bayramı olarak kabul ve ilan edildi.
***
Atatürk'ün emir çavuşu Ali Metin'in anılarında yer alıyor bu bilgi.
Ulu Önder'in, yeni Cumhuriyet ile çocukları nasıl da bütünleştirdiğini yeterince ortaya koyuyor.
Bugün kutlayacağımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.
-------------------------------------------

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,