Bir sahil kasabası, büyük tekneler kıyıya yanaşmış. Kadın ve çocuklar balığa çıkacak eş ve babalarına sarılıyorlar, onları uğurluyorlar…
……..
Erkekler teknelere biniyorlar bir süre sonra ufukta kayboluyorlar. Kadın ve çocuklar evlerine geri dönüyor. Aradan bir saat geçmeden şiddetli fırtına ve rüzgar çıkıyor…
……….
Kadınlar ve çocuklar yine sahile koşuyorlar. Deniz sanki kudurmuş, dev dalgaları görenler dua etmeye başlıyor, gözyaşı döküyor…
…………
Bu arada kasabanın en tepesindeki bir evde yangın çıkıyor. Herkes yanan eve koşuyor, yardım çığlıkları atılıyor. Ama nafile, koskoca ev cayır cayır yanıyor…
……….
Bu esnada sahilde bir çocuk ‘Geliyorlar, geliyorlar’ diye bağırıyor. Bakıyorlar, tekneler geri dönüyor. Bu kez gözlerden sevinç gözyaşları dökülüyor…
……….
Erkekler tekneden iniyor, eşleri çocukları onlara sarılıyor. Bu arada evi yanan kadın kocasına üzgün üzgün bakıyor, tepeyi gösteriyor. ‘Evimiz, evimiz yandı’ diyor…
………
Kocası eve uzun uzun bakıyor, sonra eşine sarılıyor. ‘Şiddetli fırtına ve yağmurda yolumuzu kaybetmiştik. Çok çaresizdik. Birden bu alevleri gördük. Bu sayede döndük. İyi ki o ev yandı’ diyor…
………………
Evet, Türkiye’de de bir yangın var. Fakirin kuru soğanı bile 30 lira olmuş. Etin kilosu 300, peynirin 200 lirayı geçmiş durumda. Mutfak yanıyor…
………………
Yargıya güven azalmış, liyakatin yerini torpil almış…
………….
Üniversiteyi bitiren milyonlarca genç işsiz kalmış…
……….
Türkiye’ye doldurulan mülteciler, geleceğimizi tehdit etmeye başlamış…
…………..
Deprem de insanlar göçük altında bağıra bağıra can verirken, herkes tek adamın ağzına bakmış…
……………….
Özetle yangın her yeri sarmış…
……………..
Ve belki de bu yangın bize…
…………….
14 Mayıs’ta daha güzel bir Türkiye’nin yolunu gösterebilir…
………………..
KARANLIK GEÇİT
Fotoğrafı bir okurumuz Whatsapp hattımıza göndermiş…
………….
Ertuğrulgazi Mahallesi Devlet Demiryolları Alt Geçidi…
…………….
Fotoğrafta da görüldüğü geçit karanlık, buranın aydınlatılması isteniyor…
………….
Fotoğrafı gönderen okurumuz ‘İnsanlar bu geçitten geçmeye korkar hale geldi’ diyor…
…………………..
GÜNÜN SÖZÜ
………………………
TEMEL’İN KÖŞESİ
Aynı Vazo
Temel'in küçük oğlu evde bulunan tarihi vazoyu paramparça etti. Temel çok kızdı ve dayanamayıp, aldı eline sopayı. Tam dövmeye başlayacaktı ki Fadime araya girdi;
'Ne olur' dedi 'Dövme, bu kez affet. Bir daha aynı şeyi yaparsa iki kez döversin.'
Biraz durdu Temel ve başladı bağırmaya;
'İyu de Fadime pen kirmasu içun aynu vazoyu nereden pulacağim söyle bağa?'
………………….
