İktidar partisinin Eskişehir milletvekilleri ve il başkanı, kendi sosyal medya hesapları üzerinden paylaşımlar yaparak duyuruyorlar duyurulması gerektiğine karar verdikleri konu ve düşünceleri...
***
Bunlar genelde, yapılan ziyaretler, gerçekleştirilen kongreler, CHP'li belediyelere eleştiriler ve Eskişehir ile ilgili alınan kararların kamuoyuna duyurulması şeklinde oluyor.
***
Seçildiklerinden bu yana basının karşısına bir kez olsun geçmedikleri için Eskişehir'i ilgilendiren ve şehir kamuoyunda konuşulan konular hakkında ne düşündüklerini ne biz biliyoruz ne de kamuoyu.
***
Şehirde tartışılan konulara ilişkin kendilerine bire bir soru sorulamadığı için bu konularla ilgili nasıl bir fikir sahibi olduklarından da haberimiz olmuyor.
***
Örneğin:
AK Parti milletvekilleri ve il başkanının Alpagut-Mihalgazi-Sarıcakaya üçgeninde açılmak istenen altın madeni ile ilgili ne düşündüklerini kimse bilmiyor.
Gerekli olduğuna mı inanıyorlar yoksa karşı mı çıkıyorlar bilinmiyor.
***
Mesela:
Eskişehir'in demiryolu ile limana bağlanması, alternatif çevre yolu, yurt içi uçak seferleri konusunda ne düşünüyorlar, hiç bilmiyoruz...
Bu saydığımız eksikliklerin olması gerektiğini mi düşünüyorlar? yoksa gereksiz mi buluyorlar?
***
Sıcak suyun değerlendirilerek termal sağlık sektörünün şehre gelmesi konusunda ne düşünüyorlar mesela...
Mahalli seçimlerde alınan yenilginin muhasebesini kendi içlerinde yaptılar mı örneğin...
Bu konularda da ne söyleyeceklerini bilmiyoruz...
***
Hani diyoruz ki; şöyle üç milletvekili ve il başkanı geniş kapsamlı bir basın toplantısı düzenlese de yukarıdaki konulara ilişkin düşüncelerini kamuoyuna anlatsalar hiç fena olmayacak...
Ziyaretlerin duyurulması güzel...
İcabet edilen toplantıların aktarılması iyi.
CHPli belediyelerin eleştirilmesi de tamam...
Ama...
Bir de yukarıdaki meseleler var...
Ne düşündüklerini, ne söyleyip, ne söylemeyeceklerini doğrusu merak ediyor insan!
BUNDAN SONRASI HAVA MUHALEFETİ...
Şu sıralar kar yağışını hasretle bekleyenler var.
Yanlış anlamayın, elbette kar yağmasını başta çocuklar olmak üzere bekleyen pek çok kişi vardır.
***
Ama bizim kast ettiğimiz, birilerini eleştirmek için birilerinin kar yağışını hasretle beklemesinden başka bir şey değil.
***
Bazıları; Belediyelerin karla mücadelede nasıl yetersiz kaldığını bağıra bağıra anlatmak için…
Bazıları da; Hükümet kurumlarının çevre yollarında karla mücadelede nasıl yetersiz kaldığını bağıra bağıra eleştirmek için bekliyorlardı kar yağmasını.
***
Her iki tarafın da özlemle beklediği ilk kar yağışı nihayet gerçekleşti.
Her ne kadar birbirlerini “karla mücadelede aciz kalmakla” suçlayacak kadar yağmasa da ilk kar nihaayet düştü.
Şimdi her iki tarafta olanlar çok mutlu.
***
Sabah akşam, karla mücadelede Belediyelerin ve hükümet kurumlarının nasıl yetersiz kaldıklarını sosyal medyada eleştirip, müthiş keyif alacakları o yoğun kar yağışının olacağı günleri sabırsızlıkla beklemeye başladılar bile...
TOPRAK İNSANLARA AKLINI KAYBETTİRİYOR!
“Vahşi hayvanlarda bölge anlayışı olsa da toprak sahibi olma arzusu yoktur.
İnsana “içgüdüsü yok olmuş hayvan”diyorlar. Onun yerine zekamız var.
Medeniyet zekamızla kuruldu. Zekamız bizi canlılar dünyasının tepesine oturttu.
***
Sonra öyle korkunç bir dünya yarattık ki, en büyük aptallığımız toprak sahibi olma takıntımız oldu.
Doğası gereği toprak kimseye ait değildir.
Ama insan zihninde toprak mülkiyeti kavramı oluştu.
Bu kavram bizi bitmek bilmez savaş ve cinayetlere götürdü.
***
Özetle insanlık tarihi aslında toprak peşinde koşan insanların tarihidir.
Toprak insanlara aklını kaybettiriyor.
Bu durumda, belki de toprağın kendisinde insanların sonunu getirme içgüdüsü var...”
***
Bazen bir kitap okur, bir film ya da dizi izlersiniz ya...
Saatlerce okuduğunuz kitap ya da izlediğiniz film ve dizide sadece küçük bir bölümden etkilenip, aklınızda o kalır ya...
işte yukarıdaki toprakla ilgili ifadeler de, izlemiş olduğum bir filmin içinde geçen bir bölümdü...
Aklımda kalmış, paylaşmak istedim...