Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı 10 Ocak Gazeteciler gecesinde açıklanmıştı…
………………
Şaşırmıştık, öyle ya Ahmet Ataç ve Kazım Kurt gibi tecrübeli isimler varken, neden tercih edilmişti?
………….
Televizyon programında kendisine ‘Yeri geldiğinde başınıza baret takacak, ayağınıza çizme giyecek misiniz?’ diye sormuştuk…
………….
Birçok kişi ‘Barette giyerim, çizmeyi de çekerim, halka hizmet ederim’ derdi…
………………..
Ama öyle söylemedi, popülist politika yapmak istemedi…
……….. 
Seçim süresince de ne baret taktı, ne de çizme giydi…
………..
Seçimde de rakibini farklı bir şekilde yendi…
…………….
Ayşe Ünlüce’den bahsediyoruz…
……….
Yaklaşık 6 aydır bu kentin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yapıyor…
………….
Bu süre içinde öğrencilere, 250 lira karşılığında ulaşımda sınırsız kullanabilecekleri  ‘Bas geç’ abonman uygulamasını hayata geçirdi…
…………………
Otobüs ve tramvayda gece seferleri devreye girdi…
……….
Dar gelirlerin ucuza yemek yiyebileceği, halk lokantaları ise bu ay açılıyor…
…………….
Çevreyolu sorununu çözmek için de çalışmalara başlandı. Önce Kuzey yolu yapılacak…
……………..
Sonra Güney kuşak yolu çalışmaları başlayacak…
…………
İktidar SSK prim alacağı için belediyelerden ciddi kesintiler yapmaya başladı…
……………….
Başkan Ünlüce’ye katıldığı bir televizyon programında bu sorulmuş…
……………
Ayşe Başkan ‘Evet böyle şeyler var ancak bu bizim hizmetlerimizi aksatamaz…
……………………
Kafama koyduğumu yaparım…
…………
Kimse benim Eskişehirlilere hizmet etme şevkimi kıramaz’ demiş…
………..
Bu sözler hoşumuza gitti…
…………
Bahane falan üretmemiş,  ‘Biz görevimizi yaparız’ demek istemiş…
……………………….
Başkan Ünlüce ayrıca kısa sürede kendini sevdirdi…
………….
Kendisini birkaç düğün ve nikahta gördük. Herkese samimi olarak sarılıyor, insanlar da onu seviyor…
…………..
Adaylık sürecinden seçime…
………..
Başkanlıktan bugüne geçen süreci değerlendirdiğimizde…
……….
Öncelikle ‘Yılmaz Hoca iyi seçim yapmış’ diyoruz…
…………….
Sonra Eskişehir’imizin geleceği için…
…………………
Umutlarımızı artırıyoruz…

TEMEL’İN KÖŞESİ

Mazeret 

Temel askerliğini yapıyormuş. Bölükte kırk ere izin vermişler. Geç kalırlarsa çadır hapsi var, ancak iyi bir mazeretleri olursa affedilecekler. Kırk kişiden otuz dokuzu da geç kalmış, hep aynı mazeret: – Atla istasyona celeydum. At çatladı, tren kaçti, geç kaldum. Derken kırkıncı kişi olarak Temel çıkagelmiş. – Senin de mi atın çatladı, diye sormuşlar. – Hayır, yoldaki otuz tokuz at leşini geçemedum.