Anladık ki;
Deprem zengin fakir ayırmıyor.
Felaketten herkese eşit pay düşüyor.
Zengin de fakirde enkazın altında...
****
Anladık ki;
Depremin siyasi görüşü partisi yok.
Kimsenin dokunulmazlığı yok.
Partililer ve milletvekili enkaz altında...
****
Anladık ki;
Depremin rengi yok.
Takım ve futbolcu ayırmıyor.
Enkaz altındalar...
****
Anladık ki;
Depremde ilk yardım önemli.
O yardımların depremzedelere ulaşabilmesi için; yolların açık tutulması ve afet yönetiminin anında yürürlüğe girmesi gerekli.
Ulaşım sağlanmazsa, yardımlar ulaşmıyor...
****
Anladık ki;
Doğru iletişim ve yönetim önemli.
İnsanlar ne yapacağını bilmiyor.
Deprem toplanma alanları yetersiz.
Deprem sonrası barınma ve çadır ve ısınma araçları talepleri karşılamıyor...
****
Bir kez daha anladık ki;
Öldüren deprem değil.
Demirinden çimentosundan çalınan, yönetmeliklere uygun yapılmayan binalar.
Bina öldürüyor...
****
Anladık ki;
Bir sürü bakan var.
Ancak; üçte ikisi deprem bölgesi olan ülkemizde bir deprem bakanlığı yok.
Üç tarafımız denizlerle çevrili bir denizcilik bakanımız yok!
Bakan var, gören yok!..

67 YIL GEÇTİ...
Eskişehir 6.4 ile sarsılmıştı.
20 Şubat 1956 öyle çok katlı yüksek binalar yok.
Konutlar tek katlı, en fazla iki üç katlı.
Tek katlı evlerin çoğunluğu kerpiçten...
****
6.4'lük depremde bin 379 bina ağır hasar gördü. bin 486 bina orta derecede hasar gördü.
Bu yıkıma rağmen binaların düşük kat sayısı nedeni ilebu büyük depremde sadece 2 kişi öldü, 19 da yaralımız vardı.
****
1955 nüfus sayımına göre kent merkezinin nüfusu 138 bin.
Nüfusun büyük bölümü 185 bin kırsal kesimde yaşıyor.
Yaşanan böylesine büyük bir depremde bu yıkıma rağmen can kaybının az olması bir mücizeydi.
****
1956 yılı sonrası bölgemizde irili ufaklı pek çok deprem yaşadık.
Yıkılan bina olmadı.
Ancak; 1999'da merkez üssü 230 kilometre uzaklıkta olan  Marmara Depreminde sarsıldı kent.
33 kişi yaşamını yitirdi.
****
Eskişehir merkezli büyük depremin üzerinden 67 yıl geçti.
Umarım; bu büyüklükte bir depremi bir daha yaşamayız...