İskambil kağıdı ile oynanan Anastra Eskişehir’e özel bir oyundur…
………
Çünkü Eskişehirliler dışında başka iller de pek bilinmez…
…..
Bilen illere de bu oyunu Eskişehir’de görev yapıp, memleketlerine dönen subaylar götürmüştür…
………
Anastra 104 kağıt ile oynanır. Hesabı, kitabı, açması, katlaması gibi içinde birçok hamle barındırır. 4 kişi yani eşli olarak oynamak daha güzeldir…
……..
Anastra Eskişehir’de ilk oynanmaya başlandığında erkekler bu oyuna kendilerini fena kaptırmış…
………………..
Geç saatlere kadar bu oyun oynanırmış…
……
Kadınlar da kızmış kahveyi basmış…
………
Bu oyunun evlilik hayatlarını zindan ettiğini söyleyen kadınlar, ayrıca Vilayete dilekçe vererek, oyunun yasaklanmasını istemişler…
………………
Bu olay tam 63 yıl önce 16 Mart’ta yaşanmış…
…………………
Gazeteniz Sakarya da o zaman bunu haber yapmış…
……………………………
EŞEĞİN GÖLGESİ
Atina’da önemli bir soruna çözüm aranırken kürsüye fikrini söylemek için
filozof Demostenes çıkar…
…………..
Önemli sözler söyler. Ama insanlar kendi aralarında konuştuğu için pek dinlemezler…
………..
Bunu gören Demastenes ‘Size bir hikaye anlatacağım’ diye bağırır. Sessizlik olunca da anlatmaya başlar…
………..
Bir yolcu Atina’dan Megara’ya gitmek için eşek kiralamış. Adam eşeğin sırtında, eşeğin sahibi ise yayan olarak yola çıkmışlar…
…………
Öğle sıcağı bastırınca mola vermişler. Gölgelik bir yer olmadığı için eşeğin sahibi, eşeğin gölgesine sığınmış…
…………
Kiralayan ise ‘Gölge de ben oturmalıyım’ demiş. Aralarında tartışma çıkmış. Kavga başlamış…
………
Hikayeyi dinleyen herkes dikkat kesilmiş ve sonunu merak ederken, Demostenes kürsüden inmiş…
……….
Dinleyenler ‘Hey ne oldu? Hikayenin sonunu anlatsana’ dediklerinde Demostenes ‘ Ben sizin için çok önemli bir konuda bir şeyler anlatmaya çalışıyorum ama siz eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz. Artık ne fikrimi söyleyeceğim ne de öykünün sonunu” demiş, yürüyüp gitmiş…
………………..
1920’lerin sonu. Hamamyolu’nda kurulan pazaryeri…
………………
…………….
GÜNÜN SÖZÜ
…………
TEMEL’İN KÖŞESİ
HEDİYE
Amerikalı bilim adamı konferans için geldiği Trabzon’un Hamsiköyünde halk tarafından çok sevilir. Dönüşte Amerikalıya köylüler hediye vermek isterler. Biri ‘Bir kasa hamsi verelum’ der. Diğeri ‘Meşhur tereyağımızdan paket yapalım’ önerisi getirir. Dursun ‘Arkadaşlar öyle bir iki günde yeyup bitureceği hediye vermiyelim. Adama öyle bir hedeyi yapalum ki, eline her aldığında bizi hatırlasın… Temel kalabalıktan seslenur: Sünnet edelum o zaman…