Eskişehirspor, futbol liglerinde görülmemiş bir haksızlıkla karşı karşıya kalıyor... Herkesin ağzında aynı yakınma: “Bu şehrin lobisi yok, arkadaş!”
***
Başka şehirlere sağlanan devlet imkanlarından Eskişehir es geçiliyor... Yine aynı yakınma devreye giriyor: “Ankara'da bir lobimiz yok ki, kardeşim!”
***
İktidarın şehre verdiği sözler yerine getirilmiyor ya da Eskişehir'den kurumlar alınarak başka şehirlere götürülüyor... Hemen arkasından aynı serzenişler yükselmeye başlıyor: “Bu şehir sahipsiz. Bu şehir bir türlü bir lobi oluşturamadı.”
***
Başımıza hangi musibet gelse, sorumluyu anında buluyor, şehrin bir lobisinin olmayışını sırtına yükleyiveriyoruz... Peki, bu lobi dediğimiz şey nedir? Bunun farkında olan kaç kişi var şehirde?
***
Büyük bir çoğunluk, lobi denen o menem şeyin 1 vali, 6 milletvekili, 3 belediye başkanı, 3 rektör ve birkaç oda başkanından ibaret zannediyor... Şehrin uğradığı haksızlıkların sorumlusu olarak da, bunların Ankara'da şehir menfaatine bir lobi faaliyeti yürütememesi gösteriliyor.
***
Halbuki lobi denilen oluşum 10-15 kişiden ibaret değil ki... Elbette onların temsil kabiliyetleri açısından elçi olma özellikleri var. Ancak... Lobi dediğiniz oluşumu sağlayan unsur, şehirdeki örgütlü ve yönetenler üzerinde etkili ve güçlü olan sivil inisiyatif gruplarıdır...
***
O yüzden... Biz Ankara'da olmayan lobimiz ile boşuna hayıflanıyoruz... Aslında biz olmayan lobimizi, kendi şehrimizde toplumsal örgütlenmeyi sağlayamadığımız ve yönetenlerin üzerinde etkili olan bir sivil inisiyatif yaratamadığımız için yıllarca oluşturamadık...
***
Bu nedenle, bundan böyle Eskişehir'in uğradığı her haksızlık sonrasında kimse kalkıp, “Lobimiz yok” gibi muhatabı olmayan, hedefi bulunmayan, havada kalan ve sonuç da alınmayacak serzenişlere sarılmasın... Zira... Bu şehrin lobisi yoksa, suç olmayan lobinin değil, o lobiyi oluşturarak baskı unsuru olmasını sağlayacak toplumsal örgütlenmesi yok!
ŞEHRİN BASİRETİNİ BAĞLADILAR İYİ Mİ?
Kayseri İncesu OSB ile TCDD müşterek bir işe girişmiş. Hem Kayseri hem de çevre illerdeki sanayicilerin üreteceği ürünlerin taşınacağı yük merkezi için çalışmalara başlanmış.
***
Önce, Ocak ayında ilk kazmanın vurulacağı 170 bin metrekare alanda bölgenin en büyük raylı sistem yük merkezi inşa edilecekmiş.
***
Ardından... Yük merkezi Kayseri-Niğde demiryoluna entegre edilerek, sanayicinin ürettiği ürünler önce Mersin, daha sonra da İskenderun limanlarına ulaşacakmış.
***
Proje için TCDD, 2025 yılı için yaklaşık 116 milyon, 2026 yılına kadar da 384 milyon lira yatırım yapacakmış...
***
Haberi okurken Eskişehir'in yıllardır yapılmayan demiryolu ile liman bağlantısı geldi aklımıza... Kayseri'nin ilçe OSB'si bile bir şekilde demiryolu ile limana bağlanıyor... Bizimki yıllardır, üstelik defalarca söz verilmesine rağmen bir türlü bağlanamıyor... Ne diyelim? Söz verdikleri halde demiryolu ile limana bir türlü bağlayamayanlar, şehrin resmen yıllardır basiretini bağlıyorlar...
BİZ NİÇİN DOĞRU DÜRÜST BİR YAMA YAPAMIYORUZ?
Belediyelerin en pahalı hizmetlerinin başında asfalt geliyor. Asfaltlama işini de bütçelerinin el verdiği ölçüde yapıyorlar. Yapıyorlar, yapmasına da yapılan cillop gibi asfalt, iki bilemediniz üç ay sonra internet, elektrik, doğalgaz ve su gibi kurumlar tarafından şebekelerini geçirmek üzere kazılıyor. Bunun karşılığında da belediyeye asfaltı kazdıkları için belirli oranda para ödüyorlar.
Belediyeler, kurumların kazdığı asfaltları eski haline getirmek için yama yapıyor. Yapıyor, yapmasına da çoğu yerde yapılan yamaya “yama” demek mümkün değil. Zira yama diye yapılan şey ya asfalt yüzeyinin altında kalıyor ya da üzerinde. Çoğu yamanın yalap şalap yapıldığı o kadar belli oluyor ki, bazı yerlerde yama üzerine yama yapıldığı görülüyor.
Velhasıl, belediyeler şu yama işini bir türlü öğrenemedi gitti. Asfalt hizasında olması ve üzerinde araçla geçtiğinizde hiçbir sarsıntı hissetmemeniz gereken yamaların çoğu ya çukur ya da tümsek halinde. Araçla giderken birine düşüp, diğerinin üzerinden geçerken, düz yolda adeta tarlada geçercesine takur tukur gidiyorsunuz. Halbuki biraz özen gösterilerek halledilecek bir mesele bu aslında ama işte o özeni yollarda yapılan yama çalışmalarında maalesef göremiyoruz.